Profillerde yazılarak renk verilen ‘Evet, ‘Hayır’ dan bahsederek dile getirmiyorum bu korkunun nedenini, Desem; elbette yalan söylemiş olacağım.
Taraflı olmak ya da olmamak gibi bir derdim yok demekten ise asla korkmuyorum.
Demek ki korkularım olmadığı kadar, korkularım da var…
Çekilen son fotoğrafları iyi okumak gerekirse, ‘Hayır’ demeye korkuyorum çünkü; Oldum olası kadına şiddete ‘hayır’ı savunmuşlardanım vesselam.
Savunuyorum da, şiddetin tamda odağındakiler kadın olunca, ne diyeceğini bilemiyor insan.
‘Bir çay daha içer misin?’ sorusuna ‘kafi’,s ‘Bir cigara mı daha yak…’ teklifine de ‘Şimdi içtim’ diyerek, ‘Hayır’ı kullanmamaya çalışsam da, hakikaten üç beş kuruşluk yardıma ihtiyaç olduğunu varsaydığım bazı kişilere para verdiğimde, yanımdakilerin; ‘neden veriyorsun?’ sorusuna ‘Hayır için…’ yanıtımın dışında, o sözü kullanmamak yanlısı oldum acaba neden?
Var elbet bir neden de, çok da anlatmamak gerek. Yerin kulağı var sonuçta amma tutamayacağım kendimi…
Şimdi bir örnek ile Şiddete neden karşı çıkmamak gerektiğine değineceğim, çünkü tam da yeri.
Canınız kadar sevdiğiniz çocuğunuza verdiğiniz öğüt karşısında aldığınız yanıttan, bu yanıt karşısında da kala kaldığınız
andan söz ederek, bu güne ve dolayısıyla da gündeme özel yazalım istedim.
‘Sakın ha, okulda arkadaşların ile kavga etme…’ öğüt’ ünü verdiğiniz çocuğunuz;
“Ama görüyorum Mecliste vekil ağabeyler hep kavga ediyor. Ne var ki?” karşığıyla geliyor.
Hadi buyur buradan yak durumu… Şimdi bir de ablalar teyzeler aynı görüntü ile TV haberlerinde….
Erkek vekiller yumruklaşıyor, kadın vekiller ise saç saça, baş başa…
Nasıl öğüt vereceğimi şaşırdım vesselam.
Bu noktada ne yapmak gerek? Var ise bir bilen, zahmet olmaz ise yardımcı olabilir mi?
Çocuklarımıza kesinlikle TV seyretmemek gerekiyor galiba. Özellikle de ana haber bültenlerini. Ne gerek var? İzlenilen bazı haberler karşısında, kızımın yönelttiği soruları hakikaten yanıtlayamıyorum.
Evir, çevir durumu. Resmen yalan söylemek zorunda kalıyorum. Gözle görünür hale esprili sözlerle geçiştirmeye çalışsam da, 21. Yüz yıl çocuğu, Yer mi?
Kadına şiddet’ e karşı tavırlar içinde, meydanlarda çoğu kez boy gösteren her değişik siyasi düşüncenin mensuplarının, TBMM’ deki kavga hali karşısında donup kalmayalım da ne yapalım?
Seçim bölgelerindeki ‘Kadın’a Şiddet’e Karşı’ her eylemde bir çok kez meydanda yerini aldıklarını basında yer tutan haberlerde gözlediğimiz sayın kadın vekillerin, bir haklı gerekçesi mutlak suretle vardır. Amacım sayın vekilleri sorgulamak değil. Ne haddime?
Ne var ki görünen köy’ de kılavuz istemiyor öyle değil mi? Tabi bu durum karşısında da, diyorum ki; “ Napacan…?’
Sanırım, kadın vekillerimiz, Kadın-erkek eşitliğine haklı bir gönderme yaptılar. Son kavganın fotoğrafından bunu okudum.
Belki de yanlış okudum ama, fotoğraf bu; “ Erkek vekiller kavga eder de, kadın vekiller etmez mi?”
Kadın vekillerimizin kavgasının nedenini anlatıp, yaşanılanları da dakika dakika vermek isterdim ve olayı olanca haliyle görüp irdeleyelim derdim de, sayfalar yetmeyecek.
Özet geçecek olursak, her şey bir kadın vekilin Kelepçe görselli eylemi ile başlamış gibi gözüküyor.
Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka, TBMM Genel Kurulu’nda kendisini Meclis kürsüsündeki mikrofona kelepçelemesinin ardından oluyor olanlar.
AK Parti ile HDP' li kadın milletvekilleri arasındaki tartışma da büyüyor büyüyor.Ve de arbede çıkıyor.
AK Parti'li Gökçen Özdoğan Enç, HDP milletvekillerine tekme atarken, Leyla Birlik ve Burcu Çelik ile saç saça kavgaya girişiyor.
Kargaşada CHP’li Şafak Pavey sırtüstü yere… Tam da bu anda, Pavey’ in Kol protezi çıkıyor.
Arbedede göğsüne darbe alan HDP’li Başkanvekili Pervin Buldan da rahatsızlanıyor elbet.
Arbede sırasında, Meclis de kayıttaki kameralarca da yakalanan o anlarda, AK Partili kadın vekil Gökçen Özdoğan Enç' in durumu, o anları değerlendirenlerce dikkat çekici bulunuyor.
Sayın vekil Enç, Anayasa değişiklik teklifinin 8. maddesinin oylamasına sedyeyle getirilirken, Meclis'te muhalefetten tepki görüyor. Ve haliyle de vatandaş kendi manşetini yazıyor. Sosyal medya da Enç'i konuşmaya başlıyor.
Tüm bu yaşanılanlar neticesinde, Gazi Meclisimiz, Anayasa Değişiklik Teklifi'nin ikinci tur oylamasında, bazı yorumlara göre de, tarihinde görülmemiş bir eyleme ve kadın milletvekilleri arasında kavgaya sahne oluyor.
Dikkat çeken bir anlatım ile yaşanılanlara ilişkin bir değerlendirmeye, protez kolu çıkan Kadın vekil CHP'li Şafak Pavey imza atıyor.
Diyor ki; “Gözleri dönmüş şekilde hepimize saldırdılar. Bu saldırı Anayasa geçtikten sonra bizlere yapacaklarının ayak izlerini gösteriyor. Ben kürsünün oradaydım. AK Parti Antalya milletvekili Gökçen Özdoğan Enç önce vurmak istedi”
Bende diyorum ki; ‘Bana bu gün bir haller oldu. Aklımdan geçenleri paylaşmaktan da, ‘hayır’ demek gibi korkuyorum’
Hiç ama hiç, kavga etmek ve ya çıkarmakla suçlanmadığımı da dile getirerek, Şiddetin her türlüsüne karşıyım desem, acaba suç işler miyim?
Yaradan benim rıskımı verip, cebimde para olmasına vesile olduğu sürece, kendimi Hayır işlerine adayacağıma and içerim. Ne Mutlu, Çanakkaleliyim diyene…