.

Madem ki çocuklar, dediğimizi değil yaptığımızı yapar, öğütlediğimizi değil olduğumuzu uygular, anlatarak değil modelleyerek, kopyalayarak öğrenir, o halde bir hatırlayalım...
Sevebilmeyi nasıl öğretiriz, severek.
Doğruyu söylemeyi, doğruları söyleyerek.
Teşekkür etmeyi, teşekkür ederek.
Özür dilemeyi, özür dileyerek.
Kitap okumayı, kitap okuyarak.
Spor yapmayı, spor yaparak.
Yemek yapmayı, yemek yaparak.
Dedikodu yapmamayı, dedikodu yapmayarak.
Haksızlık yapmamayı, haksızlık yapmayarak.
Ağaca çıkmayı, ağaca çıkarak.
Yağmurda ıslanmayı, yağmurda ıslanarak.
Bir şey zor olduğunda pes etmemeyi, bir şey zor olduğunda pes etmeyerek.
Bir canlıyı öldürmemeyi, bir canlıyı öldürmeyerek.
Çiçeği koparmamayı, çiçeği koparmayarak.
Bağırıp çağırmamayı, bağırıp çağırmayarak.
Resim çizmeyi, resim çizerek.
Fikrini söylemeyi, fikrimizi söyleyerek.
Arkadaşlarıyla paylaşmayı, arkadaşlarımızla paylaşarak.
Kardeşleriyle paylaşmayı, kardeşlerimizle paylaşarak.
Komşusuyla paylaşmayı, komşumuzla paylaşarak.
Her doğan güne sevinmeyi, şükretmeyi, her doğan güne sevinip, şükrederek.
Gerektiğinde hayır diyebilmeyi, gerektiğinde hayır diyerek.
Bazen bozup baştan yapmayı, bazen bozup baştan yaparak.
Önce kendini sevmeyi, önce kendimizi severek.
Kırık kalpleri onarmayı, kırık kalpleri onararak.
Sözünde durmayı, sözümüzde durarak.
Yardım isteyene el uzatmayı, yardım isteyene el uzatarak.
Pes etmemeyi, pes etmeyerek.
Her gün yeni bir şey denemeyi, her gün yeni bir şey deneyerek.
Kuşlara, ağaçlara, rüzgarlara kulak vermeyi, kuşlara, ağaçlara, rüzgarlara kulak vererek.
Kuşların, ağaçların, rüzgarların adını bilmeyi, kuşların, ağaçların, rüzgarların adını bilerek.
Dişlerini fırçalamayı, dişlerimizi fırçalayarak.
Bazen de korkmayı, bazen de korkarak.
Başka yolu yok öğretmenin ve başka yolu yok öğrenmenin. 
Haydi o zaman sıvayalım kolları, çok işimiz var. 
Sırf anneler babalar değil, çocukların etraflarındaki tüm yetişkinler, anneanneler, babaanneler, dedeler, öğretmenler, yardımcılar, komşular. 
Sözüm hepimize. Aynayı elden bırakmayalım. 
İşimiz yanımızdaki küçükle değil, aynadaki büyükle.