TÜRK kültüründe sofra adabı önemli görülür.
TÜRK kültüründe sofra adabı önemli görülür. Adap(b), edep(b) ten geldiğine göre, öncelik sırası devreye girer… Önce-sonra dilbilgisi açısından zarf olan kelimedir. Bu kelimenin bizde oluşturduğu anlamda bir sıralama söz konusudur.. O da zaman zarfı olduğu için sofrada veya başka bir yerde çok önemsenir, ona göre de kişilerin karakter yapıları TEST edilir…
Sofra deyip geçmeyin, kişisel adabın, kişilerin birbirine olan saygısının, kazanmadan yiyicilerin-bedavcıların-malı götürmeyi ÂDET haline getirdiği, haksız ADETLERİ götürdüğü bir TEST edilme yeridir…
Sofraya önce oturmak, önce yemeğe başlamak, KAZANMA FİİLİNİ ETKEN hale getirenlerin öncelik kazandığı ve ondan sonrakilerin oturması gerekirken, günümüz insan ve GENÇ tipinde böyle bir sıralamanın olmadığı da bir gerçektir…
İşi yapmada zahmeti AZ olanların YEMEDE ki, aceleciliğini anlamak mümkün değildir, ama MÜMKÜNDÜR de bizler anlamamak için direniyoruz; onlar da bizleri aptal koyarak; hakları olmayan, emek harcamadıkları SOFRAYA oturmayı HAK ve MAHARET sayarak, bir de hiçbir şey olmamış gibi PİŞKİNLİKTEN, şişkinliğe doğru gidiyorlar… Halbuki, bu şişkinliğin YAPAY olduğunu, bu yapaylığın da DIŞKI-NLIK olacağını kestiremiyorlar…
Halk deyimiyle “ CİN olmadan, ŞEYTAN çarpıyorlar…” Şimdi “önce-sonra” zarfının anlamlarına bakalım, sonra yine bu HİN olan CİNLERİ biraz daha irdeleyelim.
zarf, (ö'nce)
İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı.
sonra
(so'nra)
1. zarf Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı:
2. zarf Daha uzak ve ileri bir yerde.
3. zarf Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.
4. zarf Yoksa, aksi hâlde.
5. isim Arkadan gelen bölüm veya zaman. https://sozluk.gov.tr/
Biz burada 4. maddedeki, anlamdan yola çıkarsak; “yoksa-aksihalde” NE OLUR ? Şu olur, bunların şalvarları şaltak (gürültü-cü) olduğundan, gürültüleri fazladır, “eğerlerinde kaltak olmadığından düşmeleri kolay olur… Ekmede-biçmede olmadıklarından (alınteri dökmediklerinden ) herkesten önce SOFRAYA oturmaları da ERKEN olur…!
Bunlarda sofra adabı olmadığı için ÇATAL da kullanmazlar, ELLERİNİ kullanarak, yemede mahirdiler. Çünkü, çatal onları yoracak, parmaklarla bedava YEMENİN TADINA varacaklardır… Peki, bunlar çoğunlukta mı? hayır, azınlıktalar, ama çoğunluk yaratmak için uğraşıyorlar, başarıyorlar …
Öncelik çalışanın, kazananın olmalı, HAK iddiasında bulunanlar, HAKSIZLIK yapmamalıdırlar…
Biraz da adab-ı muhaşeretten (görgü kurallarından) söz edelim, sizler de ELEŞTRİREL okuyunca, bizlere hak verceksiniz.?!...
Sofraya Oturunca Nasıl Davranmanız Gerektiği Konusunda Kesinlikle Bilmeniz Gereken 15 Detay!..
İlk olarak ailemizden ve çevremizden gördüğümüz sofra adabı ile ilgili bilmediğimiz ince detaylar var.
Sofra adabı ile ilgili uyulması gereken minik kuralları sizler için derledik.
1. Masaya oturma adabı ile başlayalım.
Masada dik oturmalısınız ve dirsekleri kesinlikle masa üzerine koymamalısınız.
2. Kumaş peçeteyi dizlere seriyoruz.
Kumaş servis peçetesi, yemeğe başlarken bacakların üzerine serilir. Yakaya takılması uygun değildir.
Ağız bu peçeteyle silinmez, peçete hafifçe dudaklara dokundurulur.
Yemek bittiğinde peçete buruşturmadan, katlanarak müsait bir yere kaldırılır.
3. Yemeğe masadakiler ile birlikte başlıyoruz.
Yemeğe, herkese servis yapıldıktan sonra başlanır. Bu sadece ana yemek için değil, bütün safhalar için geçerlidir.
4. Yemeğin tadına bakılmadan, tuz veya biber serpmiyoruz.
Tuz ve biberlik hep birliktedir. Biri istendiği zaman ikisi beraber uzatılır.
5. Kadehleri boyun kısmından tutuyoruz.
Kadehler bardağın boynundan tutulur. Soldaki bardak su, sağdaki ise şarap içindir.
6. Kaşık deyip geçme!
Kaşıklardan hangisi olursa olsun sağ el ile tutulmalıdır. Kaşık kullanımı bittikten sonra masaya veya tabak ucuna koymak kesinlikle doğru değildir.
Kaşık, mutlaka tabak veya kasenin içerisine bırakılmalıdır.
7. Çatal ve bıçak konusuna gelirsek...
Çatal eğer bıçak ile birlikte kullanılmıyorsa, sağ el ile kullanmanız gerekir. Sol el ile yemek, sadece sağ el doluyken izin verilebilir.
Yemek anında bıçağı ağza götürmekte kesinlikle uygun değildir. Çatal ve bıçak kullanımı bittikten sonra yine tabağın ortasına konulmalıdır.
8. Yemek yerken acele etmeyin.
Et, börek gibi yiyecekleri önceden bıçak ile kesip daha sonra tek tek çatal ile yemek doğru değildir. Ancak ağzınıza götüreceğiniz zaman minik parçalar halinde keserek yemelisiniz.
9. Çorbayı üfleyerek veya höpürdeterek içmiyoruz.
Bir kaşık çorba iki kerede içilmez. Kasenin dibinde kalan çorbanın içilmeye çalışması da uygun değildir.
10. Ekmek sepetinde kalan son dilim!
Ekmek sepetinde son dilim kaldıysa, diğer misafirlere ikram edilmeden alınmaz. Ekmek bütün halindeyse, hiçbir zaman ısırılmaz, lokma büyüklüklerinde koparılır.
11. Salata için bıçak kullanmıyoruz.
Salatanın bıçak ile kesilerek yenmesi yerine çatal ile minik lokmalar halinde tüketilmesi gerekir.
12. Makarna yerken çatalın yanına kaşığı çağırıyoruz.
Özellikle spagetti gibi uzun makarnaları bıçak ile kesip, küçültmek yanlıştır. Makarnaya çatal ile batırılıp, kaşık içinde toparlanması sağlanır.
13. Balık yerken bol bol çatal ve bıçak kullanıyoruz.
Balık önce bıçak ve çatal ile iskeletinden ayrılır; daha sonra çatalla yenmelidir.
14. İkram edilen yiyecekleri, tabağınıza almadan önce başkalarına önerin.
Nezaketen tabağınıza koymadan önce masadakilere sorup, ardından tabağınıza almalısınız. Ayrıca yiyecekleri uzatırken her zaman sağınıza uzatmalısınız.
15. Yemeğin üstüne çay iyi gider.
Çayı sıcak ise üflenmemelidir. Ayrıca çayların yanında ikram edilen küçük sandviç ya da kanepeler ise elle veya küçükse kürdan çatallar ile yenilir.
Bizler, SOFRAYA ERKEN oturanlara, ses çıkarmaz, hadlerini bildirmez, bunlara HOŞ GÖRÜYLE bakarsak, bunlar kendilerine göre oluşturdukları GÖRGÜSÜZÜN, GÖRGÜSÜSÜNÜ oluştururlar ki, BİZLER de kendimizi suçlar dururuz….
SOFRAYA erken oturanlara RET, hoşgörülü olan bizlere CESARET gerek !?
Girne’den SEVGİLER !...
08,09.2019
Dr. Hayrettin Parlakyıldız
Kıbrıs İLİM Üniversitesi
E-posta : hparlakyildiz@mynet.com