Basına yapılan açıklamalarda sıkça duyduğumuz o söz. ‘Bilgi kirliliği’. Biz de bilginin ‘B’ si yok, Kirlilik nasıl olsun?
‘Cesur Yürek’ Olmasa, Bilmeyecek miydik?
Yıllardır hep sitemimdir. ‘Çanakkale neden böyle’ diye…
81 ilden önce de böyleydi Çanakkalem. Yani il sayımız 67‘ iken de detayları söke söke almaya çalışırdık. Oysa ki, Türkiye’ nin büyük kentleri ve orta ölçeklileri de dahil, ne yaşanıyorsa basınla paylaşılırdı. Bu da benim gözlemim. Kimse de kusuruma bakmasın.
Çoğu kez de, Çanakkale’ nin ne özelliği var da, bilgi bu kadar saklanır diye sorardım. Bunun cevabı basit aslında, ‘Çanakkale Geçilmez…’
Çanakkale’ de en zor iş gazeteci olmak. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’ ne akredite Sarı basın kartlı olsan da aynı, kurumunun verdiği tanıtım kartı ile çalışan haberci olsan da durum değişmiyor, aynı kaderi yaşarsın. ‘’Bilgi yok. Soruşturma aşamasında’
Sarı basın katını da, tanımaz tanıması gerekenler. Biraz ağır olacak ama, ‘Bön bön’ bakar, anlamaz geçer.
O karttaki, Başbakanlık yazısını bile fark etmez. Gerçi fark etse ne olacak. Eğitim verilmemiş ki, o kart ne anlama gelir?
Sarı Basın Kartı sahibi gazetecinin adına gönderilmiş, Trafik kartları için de aynı durum geçerli. Koskoca Emniyet Genel Müdürlüğü yazısı vardır, trafikte zor durumda kaldığında gösterdiğin ilgili için, o yazının da bir anlamı ve ifadesi yoktur.
Ne diyecektim, nereye geldim. Kusuruma bakmayın. Sanırım Çanakkale’ de doğru bilgiye ulaşmak için verdiğimiz sürekli haldeki savaşın yorgunluğundan olsa gerek.(Erken bunama hali)
Gelibolu’ dan engelli meslektaşımın başlattığı bir savaş için, günlerdir yazıyor ve çiziyoruz. Bir de bakıyoruz, detay geliyor. Şok olmamak elde değil.
Şok oluyorsunuz çünkü; San ki, yeni var olan bir Tim’ in icraatları aktarılıyor sanısı Uyanan durumla karşı karşıyasınız.
2013’e dek, Doğan Medya Grubu çatısı altında birlikte sahada binlerce habere imza attığım gazeteci ağabeyim Doğan Zelova’ dan bahsettim hatırlarsanız. Tek başına ‘2. Gelibolu savaşı başlattı’ diye.
İlçedeki bir çok STK’ nın görevini üstlenip, ard arada paylaşıları ile farkındalık yaratan engelli meslektaşım, bir şeyleri başardı. Kutluyorum seni Doğan ağabey. STK’ lar da, ilçedeki Siyasi parti temsilcileri de bu konuda adım atmaya başladı.
Geleyim bizi şok eden gelişmeye. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından “Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı” kapsamında yürütülen çalışmalara ek olarak geliştirilen ve uyuşturucunun sokak düzeyinde ulaşılabilirliğinin önlenmesi amacıyla hayata geçirilen “Narkotim Projesi” nden bahsedilip gelen o açıklamada, tam da benim Cesur yürekli Doğan ağabeyimin, önlem alınsın çağrılarına yanıt verilmiş adeta.
Sanırım Doğan ağabeyin ısrarlı sosyal medya paylaşılarından yola çıkıp, bu konunun üzerine yazıp çizilmeseydi, bize ulaşan bu metnin gönderilme nedeni de hasıl olmayacaktı.
Bizimde, gelişmelerden galiba haberimiz olmayacaktı diye düşündüğümüz duruma geleyim.
Böylesine önemli bir timin varlığından kamuoyu, mübarek günde, geçtiğimiz Cuma haberdar oluyor. Üstüne üstelik, on’ ca yazılıp çizilenlerden sonra. Hal böyle olunca da, sanki yazılanlara yanıtmış algısı oluşuyor. (Tabi ki elde olmayarak) Biz de bu algının oluşma tarihi, 24 Şubat 2017. Neden mi önemli tarih? Bilmeeem…
Bahsettiğim açıklamaya geleyim. Deniliyor ki; “21/01/2017 tarihinde Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyete geçirilmiştir.
Narkotim Projesi ile; Uyuşturucunun sokak düzeyinde ulaşılabilirliğini önlemek üzere polisiye tedbirlere ilave olarak narkotik polisinin sokaktaki etkinliğini arttırmak, uyuşturucu sorununa lokal düzeyde çözüm yolları üretmek, toplumun her katmanıyla işbirliği içinde sosyal bilinçlendirme faaliyetlerini yürütmek hedeflenmektedir” deniliyor.
Bu timli kuranların, ellerini öpmek gerek. Sonuçta, hepimizin çoluk çocuğu var, maalesef ki hedef kitle olarak çocuklar bu ara revaçta.
Bahsettiğim o açıklamada; “Projeyle Okul ve eğitim alanlarının önü ve çevresi, öğrenci ve gençlerin yaşam alanları, suçun odağı haline gelen bölge, mahalle ve sokakta uyuşturucu ve zararlı maddelerin satışının engellenerek kalıcı ve etkin çözümlerin üretilmesi amaçlanmaktadır.
Narkotimler, Psikolog ve Sosyologların yanı sıra Belediyeler, Üniversiteler, Sivil Toplum Kuruluşları, Mahalle Muhtarlarıyla mahalle ve sokakta sözü geçen kanaat önderlerinden de destek alacaklardır.
21/01/2017 tarihinde faaliyete geçen “Narkotim” projesi kapsamında ilimizde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda; Uyuşturucu madde konusu ile ilgili olarak 24 olay tespit edilmiş, tespit edilen olaylar neticesinde 18,85gram sentetik cannabinoid (Bonzai) maddesi, 11,84gram toz esrar, 16 adet Ecstasy hap, 1,34gram kubar esrar, 2 adet yeşil reçeteye tabi Xanax haplar ele geçirilmiş, 31 şüpheli hakkında adli işlem yapılmıştır.
Narkotim Projesi kapsamında ilimizde yürürlüğe konulan “Narkotim Polisi” tarafından uyuşturucu ile mücadele, uyuşturucunun sokak düzeyine ulaşılabilirliğini önleme çalışmaları en üst düzeyde devam etmektedir”
Biz bunları an itibariyle elbet bilmemeliyiz. Biz derken, kamuoyunu bilgilendirme adına gazetecilik mesleğini sürdüren, Meslek gurubumuzdan bahsediyorum. Bu timin varlığından haberdar olup, sıkça gündemde tutsak, ne zehir tacirleri kol gezmeye kalkar, ne de satıcıları. Neyse, artık oldu bitti. Biz caydırıcılığın neresindeyiz ki?. Ne için vardır ki basın kuruluşları? Biz iş yapmadan cayar hale geldik. Daha ne olsun…?
Gelen açıklamanın son satırında var olan; “Kamuoyuna saygıyla duyurulur” sözünü de vereyim de, üzerimize borç kalmasın.
Mübarek Cuma günü dedim ya, bu serzenişin nedeni olarak. işte o Cuma yine bir durum hasıl oldu.
Basın camiasınca, her zamanki gibi zorlandığımız durum… Yine ve yeniden Teyide muhtaç duyulan o an. Son dakika gibi kıvamında, bilgi geliyor. Hem de ne bilgi. Tamamen hain FETÖ ila alakalı bir bilgi.
Böyle olunca da akan sular durmalı. Çünkü, bu hainlik ve bu hainliğin içindekiler kesinlikle bitmeli.
Bizler, yani gazeteciler gibi, Çanakkaleli de böyle düşünüyor. İşte bu nedenle de bazı ayrıntılar çok ama çok önemli. Mesela, ‘Bu hainlikte, Siyasete bulaşanların akıbeti’ gibi merak konusu olanlar.
Gelen duyum bu noktada önemli. İktidar ya da muhalefet, kim olursa olsun. Siyasetçi olunca, söz konusu alınan FETÖ şüphelisi, eskisi ve hat ta yenisiz fark etmez, siyasetçi ise sözde terör şüphelisi, kamuoyu açısından da en küçük detay çok önemli.
Sokaktaki Vatandaşın aylardır konuştuğu FETÖ’ cülerle ilgili gelişmeler üzerine;‘Polis, Asker, Hukuk, her adim görevinde, kusursuz bitiriyor bu illeti’ söylemlerini arttıran, kamuoyunu bilgilendirme için görev yapan gazetecilerin kaleme aldığı haberler değil midir?
Böyledir de, doğru ve bilgi kirliliksiz haberleri oluşturmak için verdiğimiz savaştan bizler artık yorulduk. Yada şöyle söyleyeyim, kendi adıma konuşayım, ben yoruldum…
Ben dahil, doğru bilgiye ulaşmak için sayın Vali ve sayın Emniyet müdürünü mü aramak gerek. Gerçi hoş, sayın vali ve Emniyet müdürünün telefonları olsa aramaktan kaçınmayacağım da, maalesef yok.
Telefonları var olan Eski Valileri ve Sağlam devletçi, Emniyet Müdürlerimizi aramaya kalksam, onların haberi nereden olsun. Ya emekliler, ya başka ilde, başka görevdeler. (Allah onların yar ve yardımcısı olsun)
Çanakkale basını olarak, Devletinin yanında, tüm kurumlarıyla süren, caydırıcı önlemleri duyurmak için çabamız artık yorucu hale geldi. Şahsen ben Yoruldum…
Caydırıcı önlemleri duyurmak için uğraşımızda, caymamıza neden olan gösterilen tutum, eşittir “Tıkanıp kal” hali…
Özellikle FETÖ ile mücadelede, kamuoyunun yıllardır tahmin ettiği FETÖ’ cü isimlerin, hak ettiği cezayı aldığını öğrenmesinin kime ne zararı vardır?
Sonra bilgi kirliliği var. Elde bilgi yok, kirliliği nasıl olsun?
Bu açıklamada, bu günlük benden gelsin. Hep bize denilecek değil ya, siz yazın da Kamuoyu bilgilensin..
Ben diyorum bu kez, Tek kelime;
“Kamuoyuna saygıyla duyurulur….”
Küçük bir notum var. Yanlış anlaşılmaz ise paylaşayım; (FETÖ’ den bir eski Belediye Başkanı alındı diye duyduk. Yeni görevinden de el çektirilmiş.
Bilgi yok, detayda yok VESSELAM…)