Bu anlatım, tamamen benim anlatımım dışıdır, biline….
AK Parti il Başkanı Kimdir? Protokol’ da ki yeri nedir? Ve uzayıp giden bir takım sorular….
Hafta sonunda sayın içişleri Bakanı Süleyman Soylu’ nun Çanakkale ziyaretinde, ön sıralarda sayın Bakan bey ile birlikte görünür halde çekilmiş o kare üzerinden, yönelen bir soru haftanın ilk gününde bence tartışmaya değer hal aldı.
Soru, iktidar mensubu birkaç partilinin de gündeme getirdiği türden olunca, haliyle detaylara bakalım deme durumu kendiliğinden oluştu.
Bir dönem Milletvekilliği görevini yürüten ve şu an Bürokrat kimliği ile Çanakkale protokol’ unda 14. Sırada yer alan isim ‘Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı’ İsmail Kaşdemir üzerineydi oluşan soru.
Bayramiç’ de bir açılış. Belediye hizmet binası açılışı. Siyasi bir program olunca bir yanı, söz konusu protokol hali, davetli üst düzey konuk Bakan’ ın yakınında, normalde görülmeye alışılan o fotoğraf karesi oluşmamıştı.
Bayramiç ilçesinde, objektiflerin ölümsüzleştirdiği protokol oluşumuna yönelik, ‘Neden Bürokrat tan daha uzak noktada il Başkanı?’ diye bir sitem geliyordu dün.
Sitemden bahsedecek olursam, ‘Partisinin Genel başkanını, il başkanı temsil etmez mi?’ de bir soru olarak geliyordu ki, ‘Bildiğim kadarı ile öyle kabul edilen bir durum du bu’ denilen.
Neyse, demek ki ben gibi, sitem dolu sorularla gelen isimler de yanlış biliyormuş.
Resmi törenlere has protokol sıralamasında 133. Sırada yer bulan İktidar Parti il başkanı Yeşim Karadağ, siyasi bir etkinlikte, Partisinin Genel Başkanını temsilen Bürokratın da ilerisinde bir noktada oturuyor.
Bu dile getirdiklerimden dolayı, ‘Şimdi, bu konu mu?’ diye, bana da bir soru yöneltilebilir.
Haklı bir sorudur, kesinlikle de katılırım…
Ne var ki, olay tam da böyle değil ve bu haliyle geçiştirilebilecek bir durum da ortada yok. ‘Tabi ki bana göre)
Tören tam olarak resmi bir tören değil. Resmi kutlama, ilçenin düşman işgalinden kurtuluşu, Cumhuriyet bayramı, 30 Ağustos gibi değil kısaca.
Peki o tören, ‘Siyaseten etik bir hal midir?’ Ona bakmak gerek. Tabi bu söylemde, iktidar partili ağabeylerden. Benle alakası yok.
Bir diğer soru da oluşabilir. Ki oluştu da; Bendeniz ile, o fotoğraf üzerinden sohbete dalan siyasetçi ağabeyler, ‘Törenin icra noktası, Gelibolu Yarımadası olsa, anlarız da…’ diyerek ekliyorlardı sözlerine yenilerini.
Üstelik; ‘Alan Dışı hareketler bunlar’ vurgusunda da bulunup, görülen fotoğrafı değerlendiriyorlardı.
Haklı bir değerlendirmemidir bu durum? O’nu bilemem. Fakat oldukça mantıklı.
Siyasetçi kişi, iktidarın il başkanı, merkez ilçe ya da İlçe başkanı ise, zaman gelir, bürokrat üzerinde baskı kurmuştur. Bu hareket doğrudur, yanlıştır… Ne var ki böyledir. Duyumlar geçmişte de bu yöndeydi, bu aralar da benzerlerini duyuyorsak, demek ki şimdi için de doğruluk var. …
Şimdi gelinen noktada, sitemle karışık eleştiri okları üzerine yönelen isim, Bürokrat ve aynı zamanda eski Milletvekili olunca, durum değerlendirmesi de oldukça güç. Yani değerlendirmesi oldukça güçleşir bir durum…
Siyaseten bir araya gelinmiş ve referandum süreci ile alakalı konuşmaların geçtiği bir dizi program yanında, açılışın adresi bir ilçe ve kesilen kurdela.
Makas tutan eller arasında, bakan da var, milletvekili de. İl Başkanı da var, bürokrat da….
Sitem dolu sözler belki de boşa. Ne var ki, dün konuşulan bir başlıktı bu durum.
İşimiz elbette muhabbet. Muhabbet de, muhabbeti açıyor, üstelik iğnelemeli sözler ile çekili fotoğrafa yönelik düşünceler de bu muhabbet ile gelişiyor büyüyordu.
İğneli sözler derken, ‘Alan Dışı Hareketler Bunlar…’ dan bahsediyorum. Fotoğrafı okurken siyasetçi ağabeyler, bu cümle ile eleştiriyorlardı Bayramiç’ in öne çıkan yaşanmışlığını.
‘Açılış neydi ‘den bahsetmek yerine, açılışta çekilen fotoğraf üzerine konuşmaya gelince…
Benim suçum yok. Sitem dolu sözlerle, görsel üzerine konuşanlar, iktidar partinin mensuplarıydı özetle.
Muhabbet koyu ve konuştukça, konuşma hali ilgi çekince, ‘Neden Alan Dışı Hareketler Bunlar’ cümlesi kuruldu diye sorduğumda, ‘Öyle değil mi? Yanlış mı?’ diye ard arda iki soru alıyorum ve kala kalıyorum…
Biraz düşünüp, hafta başı sendromunun rehavetinden kurtulduğumda, anlıyorum göndermenin iç yüzünü.
Alan başkanı, sayın eski vekil Kaşdemir’ e geliyordu direk bu çıkış.
Öyle ya, etkinlik Bayramiç’ dey di. Suyun öte tarafında ve oldukça uzak mesafede. Üstelik de Alan başkanlığının bir dizi projesi kapsamında değil di törenin içeriği ve kurdela kesimi ile yapılan açılış adresi.
Referandum’ da ‘Neden Evet’ i anlatmaya gelen sayın içişleri bakanının konuştuklarından çok, fotoğraf karesine yönelen partili ağabeylerin dikkatleri için ne nedir, onu da bilmem. Bilemem.
Siyaset ile yatıp, siyaset ile kalktığımızdan olsa gerek,
Bizim İşimiz de haliyle, ne olup biti-yor da. Kim neden kızıyor, ya da seviyor da…
Bana göre, çok da büyütülecek bir detay olmasa da sitem edilen noktadaki bu düşünceler, eskiden olsaydı kıyamet kopardı ben ondan eminim.
Yani, bir ANAP, bir DYP-SHP, bir REFAHYOL veyahut, DSP, MHP, ANAP koalisyonunda olsaydı bu siteme konu haller, eminim ki bürokrat bir başka ile, o günün ertesi sabahın da tayinciydi.
Bir Bakan ziyareti sonrası, bunlar mı konu edilirdi? Bu soru da bence, kesinlikle yanıtlanması gerekenlerden.
Fakat politika da böyle bir şey. Detaylar bazen, çok dikkat çekip, çok konuşulan oluveriyor.
Bizim işimiz de siyasette neler oluyor da…
Bu gün, 28 Şubat. Türk siyasi tarihine kara leke olarak geçen bir tarihin yıl dönümü.
Bu gün, keşke başka konulardan bahsetseydik. Artık eski Türkiye’nin olmadığından mesela.
Bu gün gücük ay çıkıyor ve Şanlı Çanakkale tarihinin yazıldığı Mart ayına saatler sayıyoruz.
Mart ayı, Çanakkale için en özel tarih ve günün geçtiği bir ay.
O halde, diyelim mi bu günden, yarın gireceğimiz ‘Mart’ a Merhaba…
‘Merhaba, Çanakkale’ nin Şanlı Tarihine şahit Mart…’