Anadolu coğrafyasında etken olan ezgilerimiz, Anadolu insanın çileli yaşayışını verirken, duygusallığın derinliğini de verir, öyle verir ki, yüzyıllar boyu sürer, nesilden nesile akar gider, türküleri

Anadolu coğrafyasında etken olan ezgilerimiz, Anadolu insanın çileli yaşayışını verirken, duygusallığın derinliğini de verir, öyle verir ki, yüzyıllar boyu sürer, nesilden nesile akar gider, türkülerimiz
Türkülerimiz, sesimizin güzelliğiyle uzaklara ta uzaklara götürürken; bizleri de alır-götürür bilinmez diyarlara, hülyalara, bazen karlı dağlara bazen uçsuz-bucaksız ovalara, serin rüzgarların estiği yaylalara… Birden dertlenir, hüzünlenirsin, bir birbiri üzerine sigara yakarsın-çekersin ciğerlerine; bazen iki duble rakıyla kafa bulurken sarhoş (serhoş; başı hoş) olursun, bazen Anadolu insanı içinde kadınlarımız kendi duygusallığını göz yaşıyla boşaltırken, erkeklerimiz türkü keyfi içinde kederlerini biraz içme ve uzun hava tarzı  türkü eşliğinde İKİ EL tabanca sıkma, bundan zevk alma, ama kimseye çevirmeden hava sıkma, rahatlama !..  
Bir SEVDADIR, bir yaşamadır, bir yaşatmadır TÜRKÜLERİMİZ…
 
Türkü söyleyenlere, söyletenlere merhaba…!
Türk’ü türkülerle anlatanlara merhaba…!
Türkü dinleyenlere, dinletenlere merhaba…!
TÜRK’Ü gönlünden bilenlere, türkülerle TÜRK’Ü söyleyenlere merhaba…!
TÜRK’Ü, kilimlerinde ilmek ilmek türkülerle dokuyanlara merhaba…!
Divan sazıyla, bağlamayla, curayla izleyiciler önünde türkü söyleyenlere, söyletenlere merhaba…!
Öğretmen okulunda 16 Mart gecesinde sahnede türkü söylerken, izleyicilerden kimler gelmiş diye gözünü bir an izleyicilere çeviren, bu arada türküyü unutan, unuttuğu türküyü hatırlamaya çalışan Hayrettin’e merhaba…!
Yozgat Kız İlköğretmen Okulu’nun 16 Mart gecelerinin 53 yıl önceki vazgeçilmez saz ekibi olan Samet Eroğlu’na rahmet, Bilâl Çoşkun’a, Cemal Bakır’a da  merhaba…!
Bizim yazımızı okurken, türkülerle buluşturduğumuz siz okuyucularımıza merhaba…!
Türküler, toplumsal yapımızın temel taşı olup edebiyatımızın içinde Halk Edebiyatımızın vazgeçilmez unsurudur ve geneldir, halkın kendisi vardır, herkese hitap eder, dinleyen kendini içinde buluyorsa ona özel gelir… Değer yargılarımız, gelecek kaygılarımız olan türkülerimiz !..
Türkülerle, şarkıları tür olarak birbirinden ayırmak gerekir, birbirinden sözleriyle (söylemleriyle), ezgileriyle, besteleriyle, kısacası format olarak ayrılır…
Türkülerimizle büyüyenlerde halk tarzı çok belirgindir… Şarkıdaki kişiye hitap ediş tarzını, türküde bulamayız…
Büyüdüğümüz Kelkit ve Sivas yöresine ait türkülerle çıktık yola. Öğretmen okulunda türkülerle sahnede bulduk kendimizi, müzik dersinde hocam (kulakları çınlasın), Gazi Eğitim Müzik bölümünde aldığı eğitimi bize uygularken (haklı olarak) hedef-kitle olan bizlerin kulak dolgunluğunu unuttu, hocası olan Alman Prof. Eduard Zuckmayer’in eğitiminden kurtulamadılar. Hitler Almanya’sından kaçan bu Prof. elbette kendi anladığı eğitimi verecekti, verdi de.
Burada asıl olan hocamızın kendi müziğimize uzak olup, şarkı-türkü söylendiği zaman o ortamdan kalkıp gitmeleriydi. Hocamızı burada yargılamak hadsizliğine düşmek istemeyiz, yalnız hocamız değil, o devrelerde yetişenler aynı eğitimden geçtiklerinden, müzik öğretmenliğine atanan herkes, hocamız gibi gereğini yapmışlardır.  
Müzik öğretmenliğine başlayanlar, o devrede Anadolu insanın çoğu ağıt olan türkü formuna bir çözüm arayarak, halkın bedbin ruhunu açmak istedikleri de düşüncelerimiz arasındadır...Kızmıyorum, saygı duyuyorum, ama özeleştiri de getirmek yazarlık görevimizdir…
Kültürel yapımızın içinde olan türküler, yüzyıllardır söylenegelen bir boşalma, bir rahatlama, bir duygu yoğunluğu içinde geçmişi irdeleme ve bu günle mukayese etme işidir…
Bakınız aşağıda Bedri Rahmi Eyüpoğlu ne güzel irdeliyor, hem kendisini -dolayısıyla bizi- hem de türküleri...
“ Türküler Dolusu
Şairim
Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum
Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm
Ah bu türküler, köy türküleri
Dilimizin tuzu biberi
Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i
Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni...
Ben türkülerden aldım haberi.
Ah bu türküler, köy türküleri
Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
Dişisi dişi, erkeği erkek
Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
Bıçağı bıçak .
Ah bu türküler köy türküleri
Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
Kiminin rayihasından geçilmez
Kimi zehir, kimi zemberek gibi.
 

Ah bu türküler, köy türküleri
Olgun bir karpuz gibi yarılır içim
Kan damlar ucundan, mürekkep değil
işte söz, işte ses, işte biçim:
'Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar'
İliklerine kadar işlemiş sızı
Artık iflah olmaz kavak ağacı
Bu türkünün yüreğinde sancı var.
Ah bu türküler, köy türküleri
Ne düzeni belli, ne yazanı
Altlarında imza yok ama
içlerinde yürek var
Cennet misali sevişen
Cehennemler gibi dövüşen “
Bir çocuk gibi gülüp
Mağaralar gibi inleyen
Nasıl unutur nasıl
Ömründe bir kez olsun
Halk türküsü dinleyen...”  http://siir.sitesi.web.tr/bedri-rahmi-eyuboglu/turkuler-dolusu.html
Dünden, bu güne Türk’ü dinleyip türkü söyleyen Âşık Veysel’den, derleyici Muzaffer Sarısözen’e, Nida Tüfekçi’den, Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’a, Musa Eroğlu’na, Yavuz Top’tan, Muhlis Akarsu’ya, Arif Sağ’a, Âşık Mahsuni’ye, Muzaffer Akgün’den Nezahat Bayram’a, Yıldız Tezcan’dan Aliye Akkılıç’a, Nuri Sesigüzel’den, İbrahim Tatlıses’e, öğrencim olan Mahmut Tuncer’e, Mustafa Yıldızdoğan’a Gülşen Kutlu’dan, Gülay’a, Urfalı Ceylan’a, Halk Âşıklarına ; “TRT’de ara ara yayınlanan Türkü Türkü Türkiyem ile Harman Yeri izleyicilerine, adını sayamadıklarıma ve Necati Eğitim Enstitüsü’nde bölüm sınavının mülakatında jüri üyesi rahmetli Ahmet Miskioğlu’nun ısrarına dayanamayıp Yozgat Sürmelisi’nin bir bölümünü söyleyen Hayrettin Parlakyıldız’a SELÂM olsun
Arada bir TÜRKÜLERİMİZLE bütünleşen sizlere de Girne’den SELÂM gelsin…
                              
                                                                                        28. 09.2019
                                                                                      Dr. Hayrettin Parlakyıldız
                                                                                      Kıbrıs İLİM Üniversitesi
                                                                                      E-posta: hparlakyildiz@mynet.com