Ömrünü araştırmalar ile geçiren, Araştırmacıların duayeni Tarihçi Yazar Mehmet İhsan Gençcan, Çanakkale'nin derin tarihine bir kez daha bizleri götürdü. Gençcan Çanakkale'de kurulan ilk spor kulübünü anlattı. Çanakkale'nin spor tarihinin birinci dünya savaşından öncesine dayandığını söyleyen Gençcan ispatının da 1912 yılında kurulan Türkgücü Spor Kulübü olduğunu belirtti. Gençcan bir asır önce kurulan Türk Gücünü bu sözlerle anlattı "Ben Çanakkale'de kendimi bildim bileli Türk Gücü Kulübü vardı. Ben o Kulüpte yetiştim, sporu orda öğrendim. O Kulübü kuranlar ve meydana getiren kişiler birer fahri öğretmendi. Kulüp çok büyüktü. Çanakkale 1912 yılında Futbol ile tanışmış . Bunu da getiren Cevat Beyin oğlu Sadi Bey, futbolu da Fransa’dan getirmiş. Kulüpler, voleybolmuş, basketbolmuş yoktu sadece Futbol ile çalışıyorlar. 1912 yılından sonra Çanakkale'de futbol yaşamın bir parçası oluyor. 1929'da Mustafa Kemal Atatürk bir Eylül günü Çanakkale'ye teşrif ettiği zaman, kendisini karşılayan bir gençlik grubu ile tanışıyor ve ilgililere soruyor. İlgililer de diyor 4 tane kulüp var. 4 Kulüp de ayrı ayrı semtlerin çocukları, fakat bir vahdet yok. Atatürk geri döndükten sonra Çanakkale'ye bir vali gönderiyor. Valinin ismi Sürya Bey. Vali Çanakkale'ye gelir gelmez iki iş yapıyor. Biri gençleri birleştirmek. İkincisi ise esnafı birleştirmek oldu. 4 Kulübü birleştiren vali halka isim önerdi. Çeşitli isimler söylendi fakat Vali çok önemli bir isim bulmuştu. Dedi ki 'Çanakkale'de Türkün gücünü ispatladık onun için 4 kulübün birleştiği takıma Türk Gücü İsmini veriyorum' dedi. Valinin bu önerisi ile kulübün ismi Türk Gücü oluyor. Bunlara müteakiben de Türk Gücü dünyanın iki yerinde daha kuruluyor bunlardan birisi Almanya diğeri ise Kıbrıs oluyor. 1929'a teşekkül eden bu gençlik topluluğu, çok şeyler yaptı ve çok hizmet verdi. Ben de 10 yaşımda tanışmıştım ama Kulüp o zaman kapanmıştı. Çünkü ikinci cihan harbi başlamış. O dönemdeki gençler askerlik görevi ile silah altına alınmış Kulüp çalışamaz hale gelmişti. 1938 yılında kanun da çıkınca o kulübü işletmekte zorluk çekmişler ve Türk Gücü Kulübü kapanmıştır. 1946'ya kadar. 1938 ile 1946 yılları arasında Halkevleri daha faaldi. yine birinci gençlik kitlesi meydana geldi. Oradan hizmet verildi yine gençlik boşlukta kalmamış oldu. Türk Gücü 1 Ocak 1946'da yeniden kuruldu. Bedensel gelişiminin bir binası vardı orada olmuştu kulüp. Ben ailemden görmediğim itibarı orada gördüm ve oradaki eğitimi başka hiç bir yerde görmemiştim. Sevgi vardı, saygı vardı, birbirine başlılık vardı. zaten spor deyince yaşamın bir parçası oluyor. Türk Gücü çok güzel maçlar oynadı. Ben de çocuktum ama oynama gayreti içindeydim. İlk önce Çimenlik Kalesinin içinde oynuyorduk, sonra da Cumhuriyet meydanına geldik. 1 0cak 1946'da bugünkü Çanakkale 18 Mart Stadyum çevresi ve hatta duvarlarının temelleri atıldı. Spor öyle bir şey ki statta savaşırken dışarıya çıktığında dost oluyorsun" dedi.
Truva’nın Kahramanlarından Yararlandım
Çanakkale'nin bir dönemine damga vuran Troya Bayrak yarışını anlatan Gençcan " Çanakkale sporunu günlerce konuşsak bitmez. Yüzmeler ayrı, koşular ayrı, Futbol, güreş, Voleybolu anlatsak bitiremeyiz. 1936'da ortaokulda homurdanmaya başladı bütün spor dalları. Sadece Futbol değil. Örneğin 1960'ta Bergaz yani Umurbey’in Altından Çanakkale’ye kadar yüzerek gelen bir maraton vardı. Çok büyük yüzücüler de geldi. Şimdi bu organizasyonlar neden yapılmıyor bilemiyorum. Spor Organize etmek başlı başına bir iş. Herkes organize edemez. Çünkü yer önemli, sporcular önemli, onları idare edecek olan idareciler önemli. Yani onları ufak da olsa mükafakatlandırmak gerekiyor. Çanakkale'de Troya Bayrak yarışına ben ve Rahmetli Atletizm Federasyonu Başkanı Nail Moran'nın fikrini alarak başlattım. Bu yarışma 6-7 sene devam etti. Türkiye'nin birçok ilinden bu koşulara iştirak eden sporcular vardı. Çünkü dünyada bu tür sportif faaliyetlerde bayrak yarışları stadyumların içinde yapılıyordu. Çanakkale Troya Bayrak yarışı ise tamamen açık alanda yani dışarıda yapılıyordu. Bu yarışma bizden önce sadece kayakta vardı. Biz de düzenlediğimiz yarışma ile Truva’da yaptık. Çok geniş bir anlamı vardı. Çünkü Truva tertiplemesi belki zor ama anlamı çok büyük. Çünkü Achilles (Aşil) ile Hector arasındaki oklu ve kılıçlı savaşta Hector kaçıyor, Achilles (Aşil) ise koşturuyor. Bu ikili savaşta Truva’nın etrafında dönüyor yorulunca duruyor. Kademe kademe olan bu koşularda durulduğu yerde savaşıyorlardı. Homeros'un destanında ben bunu okuduğum zaman Çanakkale Truva Bayrak yarışını yapmaya karar verdim. Truva’yı aşk diye sembolize ediyorlar ama bu uygun bir ifade değil" dedi.