Biga kemer köyü yakınlarında patlayan su hattı onarımı çalışması sırasında gün yüzüne çıkan 3 Lahit, adeta iddialar savaşı başlattı.
 
Gün yüzüne çıkan ve M.Ö. 400. yüzyıllara ait olduğu belirlenen lahitlerden ikisinin içinden beklenildiği gibi hazine yerine 2 insan ieskeleti, birinden ise, kadına ait oludğu düşünülen iskelet ile birlikte adeta bir  hazine çıkmıştı.
 
Hazine denilebilecek buluntular ise, bi avuç altın boncuk, yüzük, 3 adet mermi çekirdeği büyüklüğünde altın materyal, 2 adet broş, 1 altın alınlık ve sapsız bir aynadan oluşmuştu.
 
Patlayan sulama hattının onarımı kepçeli çalışma ile başlamış ve bu sırada da ididalar savaşı başlatan o 3 Lahit gün yüzünü binlerce yıl sonra görmüştü.
 
Lahit bulunduğunu haber alan köylüler bir dizi iddia ile bölgede faaliyet gösteren Demir Çelik Fabrikasını suçlamıştı. O suçlamalara ilişkin, dün yazılı yanıt geldi.
 
İÇDAŞ, “Arazilerini Fahiş fiyata satamadılar. Husumetlerinden biri de Yasak dinlemeden yaptıkları Avcılık ve Marmara’ yı çöle çevirmeleri” şeklinde dikkat çekten bir çıkışa imza attı.
 
LAHİTLER BAŞINDA KÖYLÜLER NE DEMİŞTİ?
 
“Su borusu patlağı, 3 lahiti ortaya çıkardı” başlığı ile ilgi çeken gelişmeyi Türkiye’ ye duyuran haber ajanslarından biri de İhlas Haber Ajansı (İHA) olmuştu.
 
İHA’ nın  haberinde, M.Ö. 400. Yüzyıllara ait olduğu da belirlenen o lahitler ile ilgili kaleme alınan haber  şöyle aktarılmıştı;
 
“Çanakkale'nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyü yakınında bulunan bir tarlada su borusundaki patlağı onarmak için kepçeyle yapılan kazı esnasında 3 lahit ortaya çıktı.
Biga ilçesine bağlı Kemer köyünde dün su borusunda meydana gelen patlak için köy muhtarlığı tamiri için onarım çalışması başlattı. Kepçe getirilerek yapılan kazı sırasında boru patlağının olduğu yerde 3 lahit bulundu. Durum jandarma ile Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü yetkililerine bildirildi. Jandarma ve köy muhtarlığı gece sabaha kadar lahitlerin başında nöbet tuttu. Bugün, Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nden kazı ekibi olay yerine geldi. Ekipler, kurtarma çalışması başlattı.
Yapılan kurtarma kazısıyla lahitler toprak altından gün yüzüne çıkarıldı. Kepçenin, su borusunu tamir için yaptığı ilk müdahale sırasında lahitlerden ikisinin kapağı kırıldı. Kazı ekibi kurtarma kazısını sürdürürken, Kemer köyünden vatandaşlar da çalışmaları izledi. Bugün akşam saatlerinde herkes lahitlerin kapaklarının açılmasını beklerken, kazı ekibi, lahitlerin yarın açılacağını söyleyince, köylüler buna tepki gösterdi.
 
Kemer köyü yakınlarındaki bir demir çelik fabrikasının lahitleri sahiplendiğini ileri süren köyde yaşayan 72 yaşındaki Ali Koç, “Bunları sahiplendiler, açtırmıyorlar şimdi. Niye açtırmıyorlar şimdi bu mezarları. Bu gece o firma bu lahitleri götürür. Basın burada, herkes burada. Herkes görsün, dünya görsün. Ne diye saklıyorlar. Kepçeci ve muhtar lahitleri buldukları ilk anda içinde altın gerdanlık görmüş. Şuanda burada o firmanın güvenlik müdürü burada. Zamanında fabrika kurulurken çıkan çok sayıda lahidi denize attılar. Şimdi içinde gerdanlık olan 3 tane lahide göz diktiler. Bura onların fabrika sahası da değil” diye konuştu.
 
Firmanın denize attığını ileri sürdüğü lahitlerle ilgili olarak Kemer Köyü Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Mustafa Çiftçi ise“Şuanda döktükleri bölgede araştırma yapılsın, ne kadar lahidin olduğu meçhul” dedi. İçinde gerdanlık olduğunu kepçe operatörü ile muhtarın gördüğünü anlatan Çiftçi, “Biz köy halkının huzurunda lahitlerin açılmasını istiyoruz. Eğer Bakanlık yetkilileri buradaysa, lahitler hemen açılmalı ve köy halkı da buraya davet edilmeli” dedi.
 
Lahitlerin bulunduğu tarlanın sahibi 40 yaşındaki İsmail Güler ise 6 dönümlük tarlanın babasından kendisine kaldığını söyleyerek, “Su borusu patlamıştı. Onu tamir etmek için kazı yaparken lahitler çıktı. Biz de Kültür Bakanlığı ile Jandarmaya haber verdik. Arkadaşlar geldiler, kazı yapıyorlar” şeklinde konuştu.”
 
GÜN YÜZÜNE ÇIKAN 3 LAHİT,
ADETA İDDİA SAVAŞI BAŞLATTI…
 
İHA’ nın haberinde, “Kemer köyü yakınlarındaki bir demir çelik fabrikasının lahitleri sahiplendiğini ileri süren köyde yaşayan 72 yaşındaki Ali Koç” denilerek başlayan bir bölümde, köylü vatandaşın açıklamaları yer almıştı.
 
Dün, Kemer köyü yakınlarında kurulu İÇDAŞ, yazılı açıklama ile, ididaların asılsız olduğunu dile getiren bir görüşü paylaştı.
 
İÇDAŞ’ ın, Medya ve Basın kuruluşlarının e-posta adreslerine gönderdiği açıklamada;
 
“Kemer Köyü’nde, Kemer Köyü muhtarlığı tarafından patlak su borusu onarımı yapımı sırasında ortaya çıkan lahitlerle ile ilgili olarak basına yansıyan,  gerçeğe aykırı ve yanlış ifadelerle, araştırmadan ve doğruluğu teyit edilmeden yapılan haberlerden üzüntü duyduk” denildi.
 
Açıklamada iddialar kadar dikkat çeken bir bölüm daha gözlendi. İÇDAŞ;
 
“Özel şahsın arazisinde su borusu patlağı çalışması sırasında çıkan tarihi lahitler haberiyle İÇDAŞ isminin nasıl yan yana getirildiğini anlamakta hala güçlük çekiyoruz.
 
Özel şahsın arazisindeki su borusu patlağının İÇDAŞ’ın tesisleri ile herhangi bir bağı nasıl olabilir? Sırf bu açıklama bile haberlerin tamamen maksatlı olarak yapıldığını açıkça ortaya koymaktadır. 
 
Jandarma ve Çanakkale Arkeoloji Müzesi Uzmanlarının denetim ve gözetiminde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün anında bilgilendirilmesi ve alınan izinle tamamen yasal prosedürler çerçevesinde ayrıca vatandaşların da gözü önünde yapılan  çalışmada İÇDAŞ’ın dahlini ortaya koyan kişiler tamamen maksatlı bir söylem içerisindedirler” diyerek, bölge yaşayanlarının bazılarını suçlar bir görüşe de imza attı.
 
İÇDAŞ’ ın yazılı açıklamasında, bölge yaşayanlarının bazılarının hedef alındığı gözlenen o açıklama şöyle;
 
 
İşte o açıklama…
 
“Şöyle ki; Bu kişiler, İÇDAŞ A.Ş proje sahası için ihtiyaç olmayan arazilerini dahi şirketimizden talep ettikleri fahiş fiyata bize satamamış olmanın husumetini beslemektedirler. Bir başka husumetleri de yasak dinlemeksizin yaptıkları trol avcılığıyla talan ederek çöle döndürdükleri Marmara Denizinde; üç yıldan fazla  geciktirmelerine rağmen, deniz canlılarına korunaklı yaşam alanı kazandırmak ve sayılarını arttırmak amacıyla beşmilyon TL maliyetli resif yatırımını gerçekleştirmiş olmamızdır.
 
Besledikleri husumet hissi ve öfkeyle bu yalan ve karalama üsluplu ifadeleri kullananlarla ilgili olarak dava sürecini başlatmış bulunuyoruz.
 
Bu gerçeği bilmeksizin, araştırmaksızın sadece Kemer Köyü’ndeki bir iki vatandaşın söylemiş olduğu sözleri teyit etme gereği duymadan konu hakkında yapılan haberlerde şirketimizin adının anılması gazetecilik meslek etiği ve habercilik anlayışına aykırıdır.
 
Basından izlediğimiz kadarıyla bulunan lahitler ile ilgili çalışmaların tamamı yasal prosedürler çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Hal böyle iken yine basında yer alan röportajlarda bazı köylülerin söylediği sözlerin ve sosyal medyada paylaşılan bilgilerin tamamının gerçek dışı söylemler olduğu görülmüştür. Bazıları ise doğrudan art niyetlidir. “Bu lahitler neden açılmıyor, neyi bekliyorlar, buralar talan ediliyor” gibi sözlerle yıllarını bu mesleğe vermiş insanlar ve bu çalışmayı gerçekleştiren kişiler ve kurumlar zan altında bırakılamayacağı gibi, uzun yıllardır Çanakkale bölgesinde yapılan kazılarla kültürel değerlerin ortaya çıkarılmasında çok ciddi katkıları bulunan; Parion dışında Troia, Assos, ve Apollon Smintheon gibi ülkemizin önemli ören yerlerindeki kültürel değerlerin ortaya çıkarılmasına, korunmasına ve gelecek kuşaklara aktarılmasına gururla destek veren firmamızın da haksız ve maksatlı suçlamalarla zan altında bırakılması da doğru bir yaklaşım değildir.
 
Açığa çıkan lahit haberlerine bağlantılı olarak İÇDAŞ hakkında, geçmişten beri çeşitli beklentileri olup da gerçekleşmeyenlerin, çıkar ve rant ilişkisinde olanların daha önce de defalarca denedikleri ama başaramadıkları karalama kampanyasının ne yazık ki; yeniden denendiğine şahit oluyoruz.
 
Sırasıyla Biga, Çanakkale ve Türkiye için memleket sevdasıyla üretim yapan 10 bini aşkın istihdam ve ekmek paylaşımı yapan İÇDAŞ, birilerinin attığı çamurla karalanamaz.
 
Tarihi bilincin geliştirilmesi için çocuklarımızla yürüttüğümüz minik arkeologlar projemizi devam ettiriyoruz. Bu kazılara sponsorluk yaparken sadece parasal olarak değil, ihtiyaç duyulduğunda işçi, gerektiğinde ise vinç ve başka makina teçhizatı göndererek Çanakkale’nin sahip olduğu bu tarihi değerlerin insanlığa armağan edilmesi görevini sürdürüyoruz.
 
İÇDAŞ’ın sahip olduğu termik santrallerin yapımı sırasında ÇED raporu sürecinde tarihi eserlere ve kültürel değerlere ilişkin büyük bir hassasiyet gösterilmiştir. Elbette önce o alana bir tesis yapılmasının doğru olup olmayacağına ve bu hususta araştırma yapılması gerektiğine dair bilim adamlarının ön değerlendirmeleri olmuştur. Ancak yapılan bu tür alanlanlarda yapılması gereken araştırma ve sondaj çalışmaları gerçekleştirilmiş, tesislerin kurulu olduğu alanda tarihi eserlere rastlanmadığı için yatırım gerçekleştirilmiştir.
 
Sanki böyle bir süreç olmamış gibi tesislerin tarihi alana kurulmuş olduğuna dair maksatlı olarak bir algı yaratılmak isteniyor. Devletin yetkili kuruluşlarının verdiği belgeler ve raporların doğrultusunda alınan idari izinler ile bu tesisler yapılmıştır.
 
İÇDAŞ’ın termik santralleri yapılırken hukuki bütün sorumluluklar eksiksiz olarak yerine getirilmiştir. İÇDAŞ, hukuk ve vicdan terazisinde gönlü rahat olarak ürütimini sürdürmektedir.
 
Çanakkale’nin kapalı kalmasını, Türkiye ve dünyaya açılmamasını, ‘küçük olsun benim olsun’ zihniyetini sürdürenlerin karalama kampanyası sürmektedir. Ne yazık ki bu karalama kampanyasına; bölgede adı işadamı olup da aslında dertleri tamamen rant kazancı olan, üretmek yerine, üreteni engellemek üzerine kurulu zihniyetin temsilcilerinin destek olduğunu görüyoruz.
 
İÇDAŞ, topluma kazandırılması adına tarihi değerlere, tarihi eserlere sahip çıkmaktadır. Bu sorumluluk ve bilinçle üretimini sürdürmekte ülke ekonomisine ve istihdamına büyük katkısını devam ettirmektedir. Menfaatlerini kovalayan birilerinin çeşitli güçlerle yaptığı işbirlikleri, karalama kampanyası, iftirası, her defasında olduğu gibi yine başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Memleket sevdasıyla üreten, Allah korkusu olanların önünde hiç bir güç duramaz. Çanakkale’nin büyümesine, açılmasına ve ülke sahnesinde gereken o güçlü yeri almasına kimse engel olamayacaktır.”
 


Kaynak: Haber Merkezi