Davayı duruşmalı inceleyen Daire, 2 Temmuz'daki duruşmada tarafları dinledi. Duruşmanın ardından dosyayı inceleyen Danıştay 10. Daire kararını verdi. Danıştay 10. Dairesinin, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptaline ilişkin kararının gerekçesinde, Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde bulunduğu, cami olarak kullanılması için toplumun hizmetine sunulduğu belirtildi. Danıştay’ın bu kararı Ülkede sevinçle karşılanırken, bazı kesimlerde ise tepkiye neden oldu. Özellikle dış basında Danıştay’ın Ayasofya kararına tepkiler büyük olurken Çanakkale’den de Danıştay’ın kararına destek geldi.
Çanakkale Eğitim-Bir Sen Başkanı bir açıklama yaparak Danıştay’ın Ayasofya kararına destek verdi. Bir açıklama yapan Resul Can kararın kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini belirterek “ Ayasofya’nın Camii vasfını ve vakfiyesini yok sayan gayrı hukuki 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının Danıştay tarafından iptali; hakikatin ikamesi, hakkın iadesi, haksızlığın, hukuksuzluğun izolesidir. Bu karar, milletin 86 yıldır kanayan yarasının kapanmasına, bir camiinin cemaatine yeniden kavuşmasına, fethin hukukunun korunmasına, feth edenlerin emanetine sahip çıkılmasına dair hukuki zemindir. Memur-Sen olarak; kararı tıpkı milletimiz gibi bağımsızlığın tescili yönüyle gurur, tarihe ve kadime sahip çıkılması yönüyle de onur vesikası olarak kabul ediyoruz. Bir çağı kapatan fethin ve o fethe komutanlık yapan Fatihin emanetinin gereği yerine getirilmiş, tarihi nitelikteki bu kararla Ayasofya’nın müze yapılmasıyla başlayan esaret dönemi sone ermiştir. Memur-Sen olarak bizleri ziyadesiyle memnun etmiş tarihi bir karardır” dedi.

Fethin Onurunu Yüklenen Gövdesinden Bir An Önce Hakikatin Sesinin Yükselmeli
Resul Can “Milletin nezdinde, gözünde, kararında ve iradesinde ‘müze’ vasfını hiç kazanmayan Camii vasfını da hiç kaybetmeyen Ayasofya; kendi gerçeğinden kopuk, milletin iradesinden uzak, bağımsız devlet perspektifiyle uyumsuz bütün gereksiz isimlerinden, vasıflarından, sınırlarından, yasaklarından arınmış ve gerçekte olduğu gibi hep olması gerektiği gibi Camii olarak millete ait olarak ve milletin hizmetine matuf olarak özgürlüğüne ve hakikatine kavuşmuştur. Kararın icrası için gecikilmemeli ve Ayasofya Camii’nin bir bütün olarak millete ait olduğuna ait tescil bir an önce gerçekleşmelidir. O tescil, minarelerinden ezanın, mihrabından, minberinden, kubbesinden, fethin onurunu yüklenen gövdesinden çağlar ötesinden ve öncesinden gelen Hakikatin sesinin yükselmesidir. Danıştay’ın kararı böylece milletin kararını ilam ve ilan etmiş; Ayasofya Camii konusunda alınmış müze kararının –bizim de ifade ettiğimiz şekilde- hukuka değil keyfiliğe dayandığı hakikatinin de tespitidir.” İfadelerini kullandı.

Hevesleri Kursağında Kalmıştır
Ayasofya’nın Cami olmasından rahatsız olanlara da seslenen Can “Danıştay’ın kararıyla hukuk ve tarihi gerçeklik sosyal yaşamla uyumlu hale gelmiş, Fatih’in vasiyeti ve vakfiyesinin gereği yapılmıştır. Sonuçta karar; Ayasofya’nın cami olduğunun tescili, vakfiyesinin teyidi, millet iradesinin ve hukukun gereğinin yerine getirilmesidir. Kararla; Ayasofya asli hüviyetine, millet de camisine kavuşmuştur. Ayasofya üzerinden milletimizin değerleri üzerinde tesis edilen vesayet havası dağılmış, hürriyete vurulan prangalar parçalanmıştır. Karar; milletin Ayasofya Camii üzerinden Türkiye’nin egemenliğine kast eden dayatmalara boyun eğmeyen kararlılığını hukuken de tespit ve tescil etmiştir. Dahası bu kararla, İstanbul’un fethini ‘işgal’ gören ve göstermeye yeltenenler; ‘Zulüm 1453’te başladı’ diyerek tarihi tahrif, fethi tahkir, fetih ruhunu tahfif edenlerin hevesleri kursağında kalmıştır. 86 yıllık yanlış hesap 567 yıllık hakikati silememiş, yanlış hesap millet iradesine çarpıp Danıştay’dan geri dönmüştür” dedi.

Ayasofya’nın Cami Olması İçin Mücadele Eden Herkese Teşekkür Ederiz
Can “Millet camisine, camii ise milletine kavuşmuş, mağdurluk ve mahzunluk sona ermiştir. Fatih’in iradesine ve fetih hukukuna uygun olarak Ayasofya’nın Camii olduğunu, müze vasfının hükümsüz ve hukuksuz olduğunu tescilleyen ve Ayasofya Camii’ni asli hüviyetine kavuşturan Danıştay kararına ek olarak Ayasofya’nın yeniden Camii olarak ibadete açılmasına yönelik kararı imzalayan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a milletimiz adına teşekkür ediyoruz. Türkiye’nin en büyük konfederasyonu Memur-Sen ve en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen olarak; 1 milyonu aşkın üyemizin çelik iradesiyle Ayasofya Camii konusunda milletimizle birlikte ortaya koyduğumuz direniş ve iradenin hakkaniyetle neticelenmesinin haklı onur ve gururunu milletimizle birlikte yaşıyor, 86 yıldır Ayasofya Camii için mücadele eden herkese ve her kesime minnettarlığımızı ifade ediyor, Danıştay’ı 86 yıllık zulme son veren adil kararı alkışlıyor ve bir kez daha haykırıyoruz; İstanbul Fetih şehridir; Fatihi Sultan Mehmet’tir Ve elbette Ayasofya Camii’dir” dedi.

İsmail Şen