Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Korona Virüs Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Vatandaşların Kurban Bayramı'nı kutlayan Bakan Koca, gelecek bayramların daha mutlu, daha sağlıklı, daha yakın ve esenlik içinde geçmesi temennisinde bulundu.

Geride bıraktığımız Ramazan Bayramı sürecinde salgına yönelik sıkı tedbirlerin uygulandığını hatırlatan Koca, “COVID-19 hastalığına karşı uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması; akrabalarımızla, arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle bir araya gelmemize mani oldu. Buruk geçen Ramazan Bayramı, eski bayramları bize tam manasıyla özletti. O günden bu yana değişen şeyler var. 1 Haziran'dan itibaren normalleşme sürecine geçtik. Alınan tedbirlerle sonuçlar arasındaki ilişkiyi yakından tecrübe ettik. Kurban Bayramı'nı mevcut şartlarda, ruhuna en uygun şekilde yaşamanın yolunu biliyoruz. Kurban Bayramı, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan bir bayramdır. Gelenek ve göreneklerimizle bayramı daha da zenginleştiriyoruz. Kurban Bayramı'nın ruhuna uygun olan, bayramı sosyal dayanışma içinde geçirmemizdir. Kabul edersiniz ki bunun bir anlamı da, hastalığa karşı dayanışma içinde olmaktır. Yapılan iyilikler artarken, hastalık da kontrol altında tutulmalıdır. Kurban Bayramı sırasında, korona virüs konusunda risk alırsak, kendimizi ve başkalarını korumak için gerekli dikkati göstermezsek, bu bizlere ağır bir vebal yükler” diye konuştu.

Koca, Kurban Bayramı'nda dikkat edilmesi gereken hususları üç grupta toplayarak açıklayacağını belirtti. Tedbirlerin hala devam ettiği kurbanlık alımı ve kurban kesimiyle ilgili dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin konuşan Koca, “Kurbanlık alışverişleri belediyeler tarafından belirlenen ve denetlenen yerlerden yapılmalıdır. Hayvan satış alanlarında olabildiğince kısa kalınmalıdır. Müşteriler ve satıcılar arasında el sıkışma usulüyle pazarlık yapılmamalıdır. 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan kişiler hayvan satış ve kesim alanlarında bulunmamalıdır. Kurbanlar, belediyelerin belirlediği kesim yerlerinde kesilmelidir. Kesim, tercihen işin ehli tarafından, mümkün olan en az katılımla yapılmalıdır. Maske, mesafe ve el temizliği kurallarına her aşamada dikkat edilmelidir” dedi.

Bayramda kılınacak namazlarda alınması gereken tedbirlere ilişkin bilgi veren Koca, “Bayramın ilk günü Cuma gününe denk gelmektedir. Biri bayram namazı, diğeri Cuma namazı olmak üzere, iki namaz cemaatle kılınacak. Cemaatle kılınacak bu namazlarda şu tedbirlere uyulmalıdır. Abdest, namazdan hemen öncesine bırakılmamalı, cami şadırvanında alınmamalıdır. Abdest evde alınmalıdır. Aksi takdirde sosyal mesafe ve maske kuralına uymak imkânsız hale gelebilir. Bayram ve Cuma namazına herkes kendi seccadesi ile gitmelidir. Secde sırasında halı veya seccadelere virüs bulaşması kolayca mümkündür. Virüs dış ortamda bir süre canlı kalmakta, başkasına bulaşabilmektedir. Bu yüzden kendi seccadenizi kullanmanızda ısrar ediyoruz. Maske ve sosyal mesafe kuralı, bütün bayram boyunca geçerli kritik kuraldır. Saflarda yan yana gelen her iki kişi aralarında mutlaka boşluk bırakmalıdır. Saflar sıklaştırılmamalı, seyrek tutulmalıdır. Camilerin içinden çok, mümkün olduğunca, açık hava kullanılmalıdır. Vaaz ve namaz süreleri, Diyanet İşleri Başkanlığımızın belirttiği üzere kısa tutulmalıdır. Namaz sonunda, cemaat, en arka saftan başlayarak, düzenli şekilde dağılmalıdır. Bayramlaşma amacıyla sıra oluşturulmamalı, gruplaşma meydana gelmemelidir” ifadelerini kullandı.

Bayram günlerinin nasıl geçirilmesi gerektiğine ilişkin açıklamalarda bulunan Koca, “65 yaş ve üstü büyüklerimizle, kronik hastalığı olanlar; sağlık şartları bu vecibeyi üzerlerinden alıyorsa, lütfen bayram namazına gitmesin. Mezar ziyaretleri, kalabalık ihtimali varsa, mutlaka arife ve bayram günleri sonrasına ertelenmelidir. Bu bayramda makbul olan ziyaret, yüz yüze ziyaret değildir. Bayramlaşmalar mümkün olduğu kadar telefonla yapılmalıdır. Eğer ziyaret, korona virüsün hayatımıza girmediği günlerde olduğu gibi yüz yüze gerçekleşecekse, kişi sayısı az, ziyaret süresi çok kısa tutulmalıdır. Başka aile ve konukların bir araya geldiği kurban yemekleri verilmemelidir. Yoksullara, komşulara et dağıtılacaksa çok dikkatli olunmalıdır. Bu bayramda merhamet ve iyiliğin ikinci anlamı; kendimizi ve toplumu korumaktır. Bayram günlerinde bir araya gelmek eğer zaruri ise, açık ortamlar tercih edilmelidir. Evinizin bahçesindeki buluşma, evin içindeki buluşmadan daha güvenlidir. Eğer eve ziyaretçi alınmışsa, ev havalandırılmalıdır. Bayram boyunca hasta ziyaretinden uzak durulmalıdır” diye konuştu.

Bakan Koca, el öpmeyi, el öptürmeyi, tokalaşmayı, sarılıp öpüşmeyi gelecek bayramlara ertelemek gerektiğinin altını çizerek, bayram sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli hususun bu olduğunu kaydetti. Bu Kurban Bayramı'nın hep birlikte verilecek bir sınav olduğunu aktaran Koca, “Bu Kurban Bayramı, hayatımızda, el öpmediğimiz, birbirimize sarılmadığımız ikinci bayram olarak yer alacaktır. Bu içimizde bir burukluktur ama olması gereken budur. El öpme, kucaklaşma, el sıkışma geleneğimizi gelecek bayramlara erteleyelim. Gelenekler, hayatın devamı için vardır. Güzel geleneklerin bu bayrama mahsus terkinde maksat, sağlığa hizmettir. Bildiğiniz gibi, baştan itibaren yapılan değerlendirmelerde, Kurban Bayramı'na yönelik kısıtlama gündeme getirilmemiştir. Fakat size kısıtla geçirdiğimiz Ramazan Bayramı konusunda bilgi vermek isterim. Ramazan Bayramı döneminde uygulanan kısıtlamaların tamamı düşünüldüğünde, 10 gün sonraki sonuç, günlük vaka sayılarında yüzde 15 azalma olmuştur. Ayrıca, aynı tarihler dikkate alındığında, entübasyona giren günlük hasta sayısında yüzde 21, yoğun bakıma giren günlük hasta sayısında yüzde 19, hastaneye yatırılan hasta sayısında ise yüzde 8 düşüş gerçekleşmiştir. Vefatlar, yüzde 29 azalma göstermiştir. Uygulanan tedbirlerin başarısı ortadadır. Bunlar, kısıtlarla birlikte gönüllü katılıma dayalı sonuçlardı. Şimdi maske mecburiyeti olmakla birlikte, sonuç veren kısıtları koyacak olan sizlersiniz. Önceki bayramda elde ettiğimiz sonucu, şimdi gönüllü kısıtlarla hedefleyelim. Kurban Bayramında işi öyle ciddiye alalım ki, bayram sonrası gözümüz vaka tablosunda olmasın. Artık tecrübelerle biliyoruz ki: Tedbir, sonuçtur” şeklinde konuştu.

Bütün bunlarla birlikte, salgın hastalığın kişileri aşan etkisi üzerinde düşünmek gerektiğini vurgulayan Bakan Koca, şu ifadeleri kaydetti:
“Ülkemizin herhangi bir şehrinde tehdit edici düzeydeki vaka artışı, okulunu özleyen çocuğumuz için endişe kaynağıdır. Dünya Sağlık Örgütünün bu son günlerde uyardığı yönde, Eylül'de, İkinci Dalga başlangıcı ise ekonomiler açısından büyük risktir. Yatan hasta sayımızın artması, şu anda hizmet verilebilen diğer hastalarımız için arzu edilmeyen sonuçtur. İlk günlerdeki konuşmalarımdan itibaren belirttiğim gibi, salgınla mücadele, bir ülkenin bütün insanlarının katılımıyla gerçekleşir. Bunun bilincinde olan halkımıza minnet borçluyuz. Çünkü halkımız, tedbirlere uyarak, ekonomiden eğitime, üretimden hizmet sektörüne, tüm alanlarda ülkemizin iyiliğine katkıda bulunduğunu yakinen idrak ediyor. COVID-19 hâlihazırda önümüzde duran, tedbirlerle gücü kırılacak engeldir. Salgınla mücadelede daha istekli, daha kararlı olmalıyız. Güven duygusuna sahip olacağımız bir sosyal hayat başta olmak üzere, mücadele sebeplerimiz gün geçtikçe artıyor. Mücadele, bir süredir, bölgelere göre değişen tedbirlerle yürütülüyor. Şehirler bazında gerekli kararları gereken her durumda alan, Valilerimizin başkanlık ettiği İl Hıfzıssıhha Kurullarıdır. Valilerimizin başkanlık ettiği İl Hıfzıssıhha Kurulları gelişmelere göre radikal önlemler alma yetkisine sahiptir. Ciddi artışların olduğu illerimizde söz konusu radikal önlemleri Bakanlık olarak son derece isabetli buluyoruz. Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu'daki bazı illerimizde kararlardan önemli sonuçlar elde ettik. Bu kurullara, alınan kararların uygulamalarını denetleme yetkisine sahip İçişleri Bakanlığımıza çalışmaları için teşekkür ediyorum.”

Son günlerde, medyada ve sosyal medyada yer alan test kitlerine ilişkin iddialara yanıt veren Koca, “Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranının yüzde 40 olduğu ileri sürülüyor. Bu oran, gerçeğin yarısını bile ifade etmekten çok uzaktır. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranı yüzde 90'ın üstündedir. İkinci bir konu olarak, bir Amerikan ilaç şirketinin, ürettiği ilacın daha yaygın kullanılması amacıyla rüşvet verdiğinden söz ediliyor. Bu itham veya iddialarla ilgili konu Bakanlığımızca da soruşturulmaktadır” dedi.

Bakanlıkta bazı yöneticilerin görevlerinden ayrılmasının ve görev değişikliklerinin bazı iddialarla ilişkilendirilmesine ilişkin konuşan Koca, “Bunları aslı olmayan iddialarla ilişkilendirmeyi doğru bulmuyorum. Bunlar Bakanlığın rutin işleyişi içinde doğaldır. Bazı görev değişimlerinin bir araya gelmesinin özel bir anlamı yoktur” dedi.
Bilim Kurulunun, Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosunda bazı veri açıklamaları için başlık ve adlandırma değişikliğine gitme konusunun ele alındığını belirten Koca, “Bunun amacı uluslararası karşılaştırmalarda kolaylık sağlanmasıdır. Hasta tablomuzda yoğun bakımda olan ve entübe edilen hastalarımız yerine, entübe edilmiş veya henüz edilmemiş de olsa kan oksijen düzeyi belli düzeyin altına düşen hastaları ağır hastalar olarak duyurmaya devam edeceğiz. Ayrıca hastalarımızda kritik eşik olan zatürre oranını da sizlerle düzenli paylaşacağız” ifadelerini kaydetti."


Kaynak: İHA