Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, merdiven altı üretilen maskelerin kullanımı konusunda uyararak, "Maske ve maske tiplerinde belli denetimden geçmeyen, üretimle ilgili aşamaları kontrol edilmeyen, Sağlık Bakanlığı ve gerekli onay mercileri tarafından takip edilemeyen üretimlerin çok koruyucu olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgınına karşı maske, hayatın bir parçası oldu. Virüsten korunmada önemli rol oynayan maskeyi takmak zorunlu hale geldi. Bunun üzerine pek çok yerde, cerrahi ve bez maske satılmaya başladı. Seyyar tezgahlar ile marketler ve mağazalarda tek ya da kutu halinde maske satışı yapılıyor. Ancak, pazarda ve sokakta satılan maskeler, koruyuculuk konusunda endişeye neden oluyor. Standartlara uygun maskelerin yanı sıra piyasada 'merdiven altı' diye tabir edilen maskelerin sürülmesi, kullananlarını riske atıyor.
Uzmanlar ise, vatandaşları 'merdiven altı' olarak tabir edilen yöntemle denetimden yoksun, standartlara ve hijyen kurallarına uygunluğu kanıtlanmadan 'izinsiz' üretilen maskelere karşı uyarıyor.
ÇOMÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, korona sürecinde tıbbı ürünlerin tamamında 'merdiven altı', kontrol edilmeyen şartlarda üretilen maskelere şahit olduklarını söyledi. Prof. Dr. Alper Şener, şunları söyledi:
"Koronavirüs döneminde maske, hijyen, mesafe önemli. Maskenin standardı da önemli. El dezenfektanlarında standardizasyon bazen çok tartışmalı konulara sebep olurken, maske ile ilgili standardizasyon çok belli. Cerrahi maskelerin standardizasyonunda şunlara dikkat etmeliyiz; Lastik ekipmanın kulaklara oturacak şekilde olması lazım. Maskeyi taktığımızda burun sabitleyicinin olması ve ortadan kesildiğinde maskenin ez an iki tabaka içermesi gerekiyor. Maskeyi keserek rahatça standartta uygun olup olmadığını görebilirsiniz. Maske yüzümüzdeyken partikülün ağzımıza, yüzümüze girmemesi için birinci aşamadan geçecek olursa, ikinciye takılması, ikinciyi geçerse üçüncüye takılması gerekiyor. Cerrahi maske 3 tabaka içerdiği için uygun şartlarda ve standartlarda üretilmiş bir cerrahi maskedir. Ama maskelerin minimum 2 tabakalı olması gerekiyor. Aslında ideali 3 tabakadır. Hastanelerde kullanılan maske 3 tabakadır."
Maskenin tek tabakalı olması halinde partikülün geçtiği kişiyi enfekte edebileceğini kaydeden Şener, "Herhangi bir maskeyi şöyle de test edebilirsiniz. Mesela gözlüklü bir birey olduğunuzda maskeyi yüzünüze yapıştırdığınızda ağzınıza tam partikül filtrasyon sağlıyorsa gözlüklerde buharlanma yapması lazım. Yani ağzınızdan buharın çıkamayıp, gözlükler üzerinden çıkarak buharı orada hissetmeniz gerekiyor. Bir diğer test edebileceğiniz şey maske ağzınızdayken çakmağı üflediğinizde oradaki alevi söndürecek düzeyde üfleyememeniz gerekiyor. Eğer alevi söndürecek düzeyde üfleyebiliyorsanız maskenin filtrasyonu minimum düzeydedir. Kullandığımız cerrahi maskeler ortama yüzde 60, yüzde 80 arasında değişir. İki tabaka yüzde 60, üç tabakaya ise yüzde 80 filtrasyon, 'N95' dediğimiz maskeler yüzde ise 95 oranında filtrasyon sağlar. Daha kalın maskedir. 'N99' dediğimiz maskeler ise yüzde 99'dur. Yani 100 partikülden 99'unu tutabilen yetenekteki maskelerdir. Vatandaşın sokkata kullandığı bez maskelerde ise yüzde 50 ile yüzde 60 arası filtrasyon sağlar. Yani 100 partikül geçecek olursa onun 50'si ile 60'ını tutar. Ama ideali cerrahi olarak 3 tabakalı maskeyi kullanmak. Doğal olarak bu tip standardizasyon gereken maske ve maske tiplerinde belli denetimden geçmeyen, üretimle ilgili aşamaları kontrol edilmeyen, Sağlık Bakanlığı ve gerekli onay merciler tarafından takip edilemeyen maske üretimlerinin çok akıllı ve kullanımlarının da çok koruyucu olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Kaynak: DHA