Kahramanmaraş ve Hatay’da yaşanan asrın felaketi nedeni ile Ülkede her şeyin geride bırakıldığı  bu günlerde gündem de deprem oldu. Ölü sayısının 40 bini aştığı asrın felaketinde ülkenin her tarafında gündem Deprem oldu. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası   Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapılan ÇTSO Şubat Ayı Meclisinin gündemi de deprem oldu.
 Şubat ayı olağan Meclis toplantısının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkan Yardımcısı Armağan Aydeğer, gönüllü olarak da gittiği deprem bölgesinde yaşananlar ve depreme ilişkin yapılması gerekenler hakkında bilgiler vererek “Ülkemizin yaşadığı asrın felaketi,  hepimizi derinden etkilemektedir. Şubat ayı kısa olduğu kadar etkisi de maalesef büyük, acısı çok derin olmuştur. Global ölçekte tüm dünyayı olumsuz etkileyen pandemi salgını sonrasında hızlı bir toparlanma gösteren Ülkemiz, şimdi ise ağır bir deprem felaketi ile karşı karşıyadır. Yaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti Milletiyle beraber çok güçlüdür! Tüm kurum ve kuruluşlarımız milletimizin her ferdi ile kenetlenerek deprem bölgesinde vatandaşlarımızın yaralarına merhem olmak için cansiperane çalışmalarını sürdürmektedir. Bu coğrafya nice olumsuz badireyi, amansız mücadele ruhu ile atlatan kahraman bir milletin anavatanıdır! Bugün de hiç şüphe yoktur ki Yüce Türk Milleti bu karanlığı aydınlığa dönüştürecektir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de vurguladığı gibi bu dirilişi ortaya koyacak muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızda akan asil kanda mevcuttur!
Bilinçli Toplum Binlerce Canı Hayatta Tutmanın Tek Çaresidir
Deprem bölgesine AKUT Gönüllüsü olarak katıldığını da hatırlatan ve izlenimlerini aktaran Armağan Aydeğer “Depreme hazırlıklı olmak bu vatanın her bir ferdinin olmazsa olmaz bir ödevidir. Toplum olarak deprem öncesi hazırlık, deprem sırası ve sonrası için bilinçli bir toplum yetiştirmemiz binlerce canın hayata tutunmasının en temel çaresidir. Hiçbir ekonomik gerekçemizin bu önceliklerin önüne geçmesine izin vermemeliyiz. Şahsen bir AKUT gönüllüsü olarak depremin ardından Hatay İskenderun’da enkazda canlı arama kurtarma çalışmalarına bizzat katıldım. Çok fazla acıya ve buruk sevince şahitlik ettim. Bu mahşer yerinde hiçbir önceliğin bir canlının hayatından daha önemli olamayacağını daha iyi görüyorsunuz. Deprem felaketinde en az sayıda kayıp yaşamak için ilk 72 saat olağanüstü öneme sahip bir süreç” dedi.
Hazırlıkları Eksiksiz Yerine Getirmeliyiz
Armağan Aydeğer, Çanakkale’nin de deprem kuşağında olduğunu hatırlatarak “ Hepimizin bildiği üzere Ülkemiz deprem risk haritası üzerinde Çanakkale kırmızı çizgide yer alan bir İlimizdir. İlgili kurumlarımızın alacağı yapısal tedbirlerin yanı sıra, olası Marmara veya bölgemizi etkileyecek bir deprem felaketi ihtimaline karşı hazırlıklarımızı eksiksiz olarak, bireyler ve kurumlar olarak yerine getirmeliyiz. Bu kapsamda başta bilim ve yaşanan tecrübeler en önemli yol göstericimiz olmalıdır. Saygıdeğer üyeler, bugün konuşmamda ekonomik gelişmelere de yer ayırmış idim. Ancak bu süreçte Ülkemizin içinde bulunduğu deprem felaketinin tüm ekonomik verilerin önüne geçtiğini düşünüyorum” dedi.
 Deprem Ekonomiyi de Uzun Bir Süre Sekteye Uğratacak  
Gündem dışı konuşan Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Semizoğlu da Depremde yaşananlara değindikten sonra konuşmasında bölgede yaşanan depremin ekonomik boyutuna değinerek “Kayıpların büyüklüğüne ekonomi penceresinden bakacak olursak da; depremden etkilenen 10 il, Türkiye’nin toplam gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 10,1’ini gerçekleştiriyor. 2021 yılında % 11,35 olan büyümenin 1,15’ini bu iller sağlamış. Bu 10 ilde ilk 500’de 69, ikincide 83 olmak üzere toplam 152 firma Türkiye’nin en büyük ilk bin sanayi kuruluşu arasında yer alıyor. 2022 yılında Türkiye’nin toplam 254,2 milyar lira olan ihracatının yüzde 10,9 oranındaki 27,6 milyar dolarlık kısmını depremzede 10 ilimiz gerçekleştirdi. Bunun da 11,2 milyar dolarını tek başına Gaziantep yaptı. Mersin 6,2 milyar, Hatay 4,1 milyar, Adana 3,1 milyar dolarla en çok ihracat yapan iller arasında yer aldı. İthalatımızın da 360 milyar dolar civarında olduğunu unutmayalım.  Yani 110 milyar dolar olan dış ticaret açığımız vardı 2022 yılında, yaklaşık 28 milyar doları da kaybettiğimizi de düşünürsek önümüzdeki süreçte Türkiye ekonomisinin can kaybı dışında ekonomik kaybının da olacağı kaçınılmaz. 2022 yılında Devletimizin 2 trilyon 353,3 milyar lira olan toplam vergi gelirlerinin % 7,5’i olan 176,4 milyar lirayı bu 10 ilimiz ödedi.  2 trilyon 802,4 milyar lira olan merkezi yönetim toplam bütçe gelirlerinin % 6,8’ine tekabül eden 190 milyar lirayı da bu 10 ilimiz ödedi. 8 trilyon 254 milyar lira olan toplam mevduatın % 6,9’u olan 567,7 milyar liralık bölümüne bu 10 ilimiz sahip. Yine 2022 itibariyle 7 trilyon 643,4 milyar lira olan toplam nakdi kredilerin ise yüzde 10,3 oranındaki 784,9 milyar liralık bölümünü depremzede 10 ilimiz kullanmış. 10 ilimiz Ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında da stratejik öneme sahip. Atatürk ve Karakaya Barajlarının da yer aldığı 43 önemli baraj ve hidroelektrik santrali bu bölgede bulunuyor. Malatya’daki Sultansuyu Barajı depremden etkilendi. Ekonomik kayıpları da bu rakamlar göz önüne seriyor ve süreçleri uzun bir müddet sekteye uğratacağı çok açık. En son 43 bini aşkın can kaybımız var ve yarım kalan hayatların ise hiç telafisi yok. Mekânları Cennet olsun, Rabbim yakınlarına da dayanma gücü versin.  Onları geri getiremeyiz ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk Milleti bunun dışında her kaybı yerine koyacak güçtedir. Milletimizin ilk anlardan itibaren Çanakkale Ruhu ile gösterdiği yardımseverlik, seferberlik de bunun bir göstergesidir. Yaralar elbette sarılacaktır” dedi.  
 
Sadece Müteahhidin Suçu Yok
 
Başkan Selçuk Semizoplu Hukuki boyuta da değinerek “Sorumlular en ağır cezayı alsın ancak 3 – 5 tane müteahhit tutuklayarak bu olmaz. Ben de burada bulunan birçok arkadaşımız da inşaat yaptı. Bu müteahhitler hizmet alıyorlar, mimarisini ve statiğini çizdiriyor, zemin etüdünü yaptırıyorlar. Hepsi uzman, devletin yetkilendirdiği kişiler. Sonra şu cins beton alınacak deniliyor, o beton da laboratuvara gidiyor, demir fabrikadan geliyor. Bina yıkılınca da kimsenin suçu yok müteahhitin suçu var. Bunun adı popülizmdir. Sadece binayı yapan müteahhitin suçu yok, onu söylemeye çalışıyorum. Bunu herkes biliyor ama bu dönemde toplumun tepkisinden çekinildiği için dile getirilmiyor. Kimse bilerek ve isteyerek çürük bina yapmaz, kimsenin canına mal olmak için yapmaz.  İnsanları bu binalara sokup bu vebalin altına girmez” dedi
  
Adamına Göre Değil Zemine Göre İmar Verin
Selçuk Semizoğlu “Lafın bittiği yer deniliyor ya bu lafın bittiği yer! Bunu tek bir kuruma söylemiyorum. İnşaat ruhsatı yetkisi vermeye sahip bütün kurumlara söylüyorum: adamına göre değil zemine göre imar verin. Bizim zamanımızda bütünleme kâğıdının isim kısmı katlı olurdu not verecek hoca önyargılı olmazdı. Bugün iddia ediyorum bu kurumların yarısından çoğu kişiye göre izin veriyor. Çanakkale’yi gezdiğinizde bunu görürsünüz ilçeleri de dahil. Bunları siyasi algılamayın, daha konuşacak çok şey var.  Bir daha söylüyorum 10 senedir yan yana gelmekten imtina eden AK Parti Milletvekilimiz Bülent Turan Bey ve Merkez İlçe Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan Bey, Oda seçimlerinde bir araya gelip nasıl çalıştıysanız tekrar bir araya gelin diyorum” dedi.
 
 Şerife Erdem