Restorasyon çalışmalarının iki etap halinde sürdüğünü belirten Uraloğlu, birinci etapta hasarın en çok olduğu tarihi garın çatı restorasyonuna başlandığını ve 3 yıl içinde aslına uygun şekilde tamamlandığını anımsatarak, “Çalışmalarımızı en kısa zamanda bitirerek Haydarpaşa Garı’mızı bu yıl içinde tamamen hazır hale getireceğiz.” ifadelerini kullandı. Haydarpaşa Garı sahasında 475 bin metrekarelik alanda Arkeolojik ve Endüstriyel Miras Parkı Projesi’ni de hayata geçirdiklerini belirterek, projenin dünyada bir ilk olduğunu duyurdu. Uraloğlu, İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülen arkeolojik kazıların ise yüzde 90 oranında tamamlandığını bildirdi.

Haydarpaşa Gar Binasının, Sultan 2. Abdülhamid'in emriyle 116 yıl önce açıldığını anımsatan Bakan Uraloğlu, “30 Mayıs 1906'da yapımına başlanarak yaklaşık iki yıl gibi bir sürede inşa edilip 19 Mayıs 1908 'de tamamlandı. O günden itibaren de İstanbul'un en muhteşem sembol yapılarından birine dönüştü. Ama maalesef 28 Kasım 2010'da çıkan yangından dolayı Haydarpaşa Garı'mızın çatısı çökmüş, dördüncü katı tamamen kullanılmaz hale gelerek yapı büyük zarar görmüştü. Bu üzücü olayın sonrasında ise hızla Devlet Demiryolu Genel Müdürlüğümüz eliyle tarihi dokuya da zarar vermemek adına titizlikle yürüttüğümüz restorasyon çalışmalarına başladık.” diye konuştu.

Restorasyon Çalışmaları 2 Etap Halinde Sürüyor

Restorasyon çalışmalarını iki etap halinde sürdürdüklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, Birinci etapta hasarın en çok olduğu tarihi garın çatı restorasyonuna başladıklarını ve 3 yıl içinde aslına uygun şekilde tamamladıklarını söyledi. Bakan Uraloğlu, “İki kuleden oluşan çatı binası için 11 adet çelik çatı makasını orijinaline uygun olarak yeniden imal ederek eski haline kavuşturduk. Zarar gören eski çelik makaslarla, tuğla duvarlar ve çatı ahşap malzemeleri de onararak koruma altına aldık. Çatı ahşaplarını yeniledik, ahşap üzerine arduvaz taşları ile özgün formuna uygun çatı kaplamaları yaptık. Kulelerin onarımlarını da gerçekleştirdik. Şimdi müthiş ve benzersiz mimari formuna uygun restorasyon çalışmaları tamamlanan çatı katı, mekanik ve elektrik tesisatı ardından yükseltilmiş döşemenin de yapılmasıyla yeni görünümüne kavuşacak.” dedi.

En Kısa Zamanda Bitirerek Haydarpaşa Garı’mızı Bu Yıl İçinde Tamamen Hazır Hale Getireceğiz

Zeminde yapılan tespit çalışmaları sonucu zemin iyileştirme çalışmalarını tamamladıklarını ve olası bir büyük depreme yönelik yapısal güçlendirme imalatlarını gerçekleştirdiklerinin altını çizen Bakan Uraloğlu, Tarihi Haydarpaşa Garı’nın simgesi olan ve yangında motoru ve diğer mekanizmaları zarar gören saatin bakımının yapılarak yerine takıldığını söyledi. Uraloğlu, “Zemin kattaki yolcu bekleme salonunun bezemelerini, vitray camlarını ve çerçevelerini, özgün döşeme kaplamalarını, duvar kaplamalarını, altın varaklı aplikleri, ahşap kapı, pencere, panjur işlerini de bitirdik. Dış cephenin onarımı içinde hassas bir çalışma yürütüyoruz. Korumaya yönelik konservasyon yani sanatsal temizlik devam ediyor. Sadece gar binası restorasyonu için özel açılan taş ocağından temin edilen kumtaşı olarak da bilinen Lefke taşı ile taş imalatlarını özgün bir teknik ile gerçekleştiriyoruz. Gar binasının Kadıköy deniz, Kadıköy kısa ve Kadıköy kule dış cephe imalatları ve aydınlatma çalışmalarını da tamamladık. Haydarpaşa Garı projesi kapsamında ve parselinde bulunan 5. Plan Nolu yapı inşa çalışmaları altyapı ve üstyapı olarak devam ediyor. Binanın beton imalatlarını, şap imalatlarını ve ahşap doğrama imalatlarını tamamladık. İnşallah tüm çalışmalarımızı en kısa zamanda bitirerek Haydarpaşa Garı’mızı bu yıl içinde tamamen hazır hale getireceğiz.” şeklinde konuştu.

Marmaray Projesini Hayata Geçirirken Önemli Tarihi Buluntularla Karşılaştık

Haydarpaşa Garı sahasında bir de Türkiye ve dünyada bir ilk olacak arkeopark projesi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Uraloğlu, “Bu projenin detaylarına inmeden önce size bu projenin nasıl ortaya çıktığından kısaca bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz üzere Marmaray’ın boğaz geçişinin 2013 yılında açılmasıyla birlikte Haydarpaşa Garı atıl hale geldi. Çünkü daha önceleri Haydarpaşa’ya kadar gelen trenler buradaki liman üzerinden gemilerle taşınarak İstanbul Boğazı’nı aşıp karşı da Sirkeci’ye geçerek yollarına devam ediyordu. Marmaray ile artık bu duruma gerek kalmadı ve trenlerimiz İstanbul Boğazı’nı kesintisiz bir şekilde Marmaray ile geçmeye başladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Marmaray projesini hayata geçirirken ise yaptığımız çalışmalarda özellikle Yenikapı, Sirkeci ve Üsküdar istasyon alanlarında önemli tarihi buluntularla karşılaştık ve yetkili kurumlarla iletişime geçtik. İstanbul’un o zamanlarda bilinen tarihi 2 bin 500 yıl iken Yenikapı’daki Marmaray kurtarma kazıları sırasında ortaya çıkan 8 bin 500 yıllık ayak izleri ortaya çıktı. Yine, Bizans İmparatoru Theodosius tarafından yaptırılan dev liman yapısı ve onlarca gemi iskeletiyle çeşitli tarihi buluntular da ortaya çıktı.” dedi.Yapılan Kazılarda Osmanlı, Roma, Erken Ve Geç Bizans Dönemi Yapı Temellerine Rastlandı

 Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünün Haydarpaşa Garı alanındaki demiryolu altyapısının atıl kalmaması için burada bir bakım alanı oluşturmayı talep ettiğini ifade eden Uraloğlu, burada başlatılan yapım çalışmalarında da tarihi Kalkedon şehrine ait olduğu düşünülen yapıların çıktığını kaydetti. Bakan Uraloğlu şöyle devam etti “İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından peron araları ve çevresinde yapılan kazılarda Osmanlı, Roma, erken ve geç Bizans dönemi yapı temellerine rastlandı. Elbette insanlığın ortak mirası bu tarihi kültür değerlerine karşı kayıtsız kalamazdık.  Kazılarda ortaya çıkarılan buluntuların yaygınlığı, tarihi ve kültürel önemi ve alanın önemli demiryolu miras kimliğini göz önüne alarak, arkeolojik buluntulara zarar vermeden ve alanın tarihi kimliğinin korunmasını sağlayacak şekilde hat ve peron yerleşimini revize ettik.  Alanın tarihi ve kültürel miras kimliğinin korunması, ortaya çıkarılan arkeolojik kalıntılar ile mevcut tarihi binaların restorasyonu ve bunların sergilenmesini içeren “Arkeolojik ve Endüstriyel Miras Parkı Projesi”ni hayata geçirdik” dedi.

Projenin toplam alanı 475 bin metrekare olduğunun altını çizen Uraloğlu, “400 bin metrekaresi arkeolojik park, 75 bin metrekaresi de demiryolu ve işletme alanları olacak. Şu anda tarihi peronların yeniden yapımlarını tamamladık. Tren garı alanında hat altyapısı, balast, travers işlerini bitirdik. Hat üstyapısı imalatlarına devam ediyoruz. Ray serim işlerini yüzde 35 oranında tamamladık. Atık su ve yağmursuyu drenajı gibi altyapı işlerini yüzde 85 oranında bitirdik. Aydınlatma direklerinin yüzde 70’ ini yerleştirdik, aydınlatma çalışmalarına devam ediyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülen Arkeolojik kazılar da yüzde 90 oranında tamamlandı. Koruma ve taşıma işlemleri devam ediyor. Kazı çalışmaları esnasında milattan önce 5.- milattan sonra 7. yüzyıllar arasındaki dönemlere ait yaklaşık 12 bin adet sikke ile, heykel, sütun başlıkları cam ve seramik eserler bulundu. Milattan sonra 4-5. yüzyıla kadar uzanan, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine ait, liman arkası yapılar olarak tanımlanan dükkânlar, konutlar, sosyal dokunun bir parçası olan kilise ve hamam yapıları olarak tanımlanan yaygın mimari kalıntılar açığa çıkarıldı. Çok büyük sayıda sikke bulunması bu bölgenin ticari bir merkez olduğunu da göstermektedir.” ifadelerini kullandı.

Gar Sahasında Gün Yüzüne Çıkan Tarihi Değerleri Dünyada Bir İlk Olacak

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak ortak ve ana amacın, İstanbul'un sahip olduğu bu eşsiz birikimleri korumak ve en doğru şekilde tanıtmak olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, “Bu noktada, hem Haydarpaşa Garı'nda yürüttüğümüz restorasyon çalışmalarını hem de gar sahasında gün yüzüne çıkan tarihi değerleri dünyada bir ilk olacak.  Bu nedenle projemizin hem İstanbul hem de Türkiye için çok önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum. Hiç şüphesiz İstanbul, kültür turizmi, inanç turizmi, gastronomi, sağlık, spor ve kongre turizmi açısından her çeşit turistin ilgisini çekebilecek, turizme dair her alanda sözü olan, emsali bulunmayan bir şehir.  Özellikle binlerce yıl öncesine uzanan onlarca medeniyetten miras kalan tarihi varlıkları ile kültür turizmi açısından dünyanın en önemli ve en zengin şehirlerinden bir tanesi. Canı gönülden inanıyorum ki burada hayata geçirdiğimiz İstanbul'un tarihine ışık tutan çalışmalarımız da bölgenin tarihi dokusuyla uyum içindeki mimarisi ve alternatif ulaşım olanakları ile gerek İstanbullular gerek yerli ve yabancı turistler için bir çekim noktası haline gelecek.” ifadelerini kullandı.

 

Haber Merkezi