Yüzünde  derin çizgiler.. Beyni bir süper.. O bir, Türk kadını.. Övünmemiz gereken bir isim.. Prof. Dr. Muhibbe Darga

Yüzünde  derin çizgiler.. Beyni bir süper.. O bir, Türk kadını..
Övünmemiz gereken bir isim.. Prof. Dr. Muhibbe Darga
Arkeoloji profesörüne ilişkin kaleme alınanları okudum.. Hayranlık duydum.. Tarifsiz bir mutluluk yaşadım da diyebilirim..çünkü, övgüyle bahsedilen bir Tük kadını..
Tüm danya biliyor adını.. Kitapları var, her biri birbirinden değerli konuları içeren kitaplar.
Arkeolojenin profesöründen bahsedilir iken; "Muhibbe hanım Türkiye'nin uluslararası bir gururu." deniliyordu.. Hakikaten o bizim gururumuz.
Gelelim eserlerinden söz edilmesine.. kurulan cümle tam da şu; "Eserlerive araştırmaları dünya üniversitelerinde okutuluyor.
Hitit ve eski Anadolu medeniyetlerine dair bulguları, bilindik dünya tarihini değiştirdi."
Şimdi düyünüyorum da, Arkeoloji profesörünün adına ve onun anısına enstitüler kurulması bir yana, adını taşıyan haftalar düzenlense de az gelir bence.
Arkeolog, hititolog ve dilbilimci Muhibbe Darga 1921 yılında Acıbadem - İstanbul'da doğmuş.. Osmanlı maliye nazırlarından Mehmet Emin Bey'in torunu imiş aynı zamanda.
Dadıların elinde ; babası Dr. Ahmet Sait (Darga) tarafından haşarı bir erkek çocuğu gibi büyütüldüğünden de söz ediliyor b.ir kaynakta.
Erenköy Kız Lisesi'nin akabinde babasının yönlendirmesiyle İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'ne 1939'de girmiş Muhibbe hanım. 1940'larda at sırtında, taş arabaların üzerinde, çamurda ; kimi gün kilometrelerce yürüyerek keşif gezilerine çıktığından da söz ediliyor birçok kaynakta..
Karatepe kalıntılarını ortaya çıkaran arkeologlardan biriymiş aynı zamanda..
Bitmedi dahası var.. Ord. Prof. Arif Müfid Mansel ve Prof. Dr. E. Bosch'un derslerine devam ederek 1943'te arkeoloji bölümünü bitirmiş kendisi.
1945'te İstanbul Üniversitesi Eski Önasya Dilleri ve Kültürleri bölümüne asistan olmuş... Yıl 1947
1947 yılında 'doktor' ünvanını almış, 1950 ile 59 yılları arasında Anadolu'nun çeşitli liselerinde tarih, sanat tarihi ve Fransızca dersleri vermiş.. 1960 yılında ise, doktor asistan 1965'te doçent, 1973'te profesör olmuş..
Karatepe, Gedikli, Değirmentepe kazılarına katılan bir isim olmuş.. Şemsiyetepe -Karakaya Baraj havzası ve Şarköy kazılarına başkanlık yapmış.. Side dilinin çözümüne katkı sağlamış ayrıca.
Hitit hiyerogliflerine ilişkin çalışmalarıyla işlevleri saptanamayan birçok yapının ve heykelin tanımını yapan isim de olmuş kendisi.
Ve bir sözü; ''Arkeolojisiz yaşayabileceğimi düşünmüyorum. Arkeoloji benim aşkım ve ve senelerdir bu işin içindeyim. İmkanları ve ortamı olduğu zaman bir kadının yapamayacağı hiçbir şey yoktur''
Gelelik kitaplarına; Eski Anadolu'da Kadın, Hitit Mimarlığı, İstanbul'dan Asya'yı Vusta'ya Seyahat, Kazı Başkanının Karavanası...
Gelelim günümüze.. Karavana vardır kazı alanlarında.. Halen dahi.. Her gün ayrı bir kaynar durum.. İçinde türlü lezzetler.. bir keresinde, bana da nasip olmuştu, karavana' dan tatmak..
Rahmet olsun başarılı tüm Türk kadınlarına.. Yaşayanlara da bol sağlık inşallah..