Çanakkale’nin tarihinde önemli bir yer tutan Çanakkale seramikleri yeniden ilgi odağı oldu. Çanakkale Belediyesi bünyesinde bulunan Seramik Müzesi ve Anı Eşya Üretim Merkezi’nde üretilen modern ve geleneksel seramiklere artık herkes ulaşıp, satın alabilecek. Kısa bir süre önce kurulan Depas Seramik’e internet üzerinden farklı ülkelerden siparişler bile gelmeye başladı.
6 yıldır Çanakkale Belediyesi’nde seramik ustası olarak çalışan Burak Çiftci, geleneksel Çanakkale seramiklerinden, modern üretimlere, Troia Seramiklerinden Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi seramiklerine kadar birçok ürüne hayat verdiklerini belirtti. Çiftci,2013 yılından bu yana Çanakkale Belediyesi’nin seramik işlerini yapıyorum. Daha önce Seramik Müzesi’nde görevliydim, bu yıl ise Seramik Atölyesi’ndeyim. Çanakkale Belediyesi bu sene bir girişimde bulunarak seramik satışlarını halka açtı. Bununla ilgili ayrı bir şirket kuruldu. Kentsel Hizmetler Müdürlüğü çatısı altında. İsmimizi de Depas Seramik olarak belirledik. Çanakkale seramikleri unutulan bir değerdi, daha doğrusu bu kentte seramikçilik unutulan bir değerdi. Seramik Müzesi’yle bu biraz pekiştirildi. Seramikler konusunda amacımız; halka açılıp, seramiği daha fazla yaymak, daha fazla alana sokmak ve organik olan bu seramiklerin mutfaklara kadar getirtebilmek” dedi.
“Meksika’dan sipariş vermek isteyenler var”
Seramik satışlarıyla çok sayıda olumlu geri dönüşler aldıklarını belirten Çiftci, “Bırakın Çanakkale’yi şuanda Meksika’dan bile sipariş vermek isteyenler var. Taleplere cevap vermekte şimdilik zorlanıyoruz çünkü, henüz daha yeniyiz. Bir takım protokollerin imzalanması lazım yurtdışı satışları için. Yurtiçinde ise Türkiye’nin her yerine kargoyla ürün gönderebiliyoruz. Talepler oldukça güzel. Fiyatları da oldukça makul tutmaya çalışıyoruz. Ne serbest piyasada çalışan seramikçi arkadaşlarımızın altında ne de çok üstünde tutmayarak uygun bir fiyat aralığında satışlarımızı gerçekleştiriyoruz. Derdimiz, herkesin seramikle bir şekilde buluşması” diye konuştu.
“Seramikte lüks algısını kırmak zorundayız”
Ülke genelinde seramiğin pahalı olduğunu ancak fiyatların son derece makul olduğuna dikkat çeken seramik ustası Burak Çiftci, “Türkiye’nin ekonomik durumu şu sıralar malumunuz pek iyi değil. İnsanlara seramik lüks geliyor ama bu algıyı kırmak zorundayız. Çünkü çok daha doğal malzeme, plastikten çok çok iyi bir üründür seramik. Bunun dışında seramik üzerindeki sırlar yani parlak maddeler kesinlikle sağlığa uygundur. İthal sırlar kullanıyoruz; bu ürünler el ve makinede yıkanabilir. Sıcak ve soğuk kaplar olarak kullanılabilir. Sağlık ve kullanım açısından bu konuda kesinle bir sıkıntı yok. Şuan Çanakkale Seramik Müzesi’nde bir satış reyonumuz var. Bunun dışında Depas Seramik olarak sosyal medya hesaplarımız var ve Kentsel Hizmetler Sitesinden satışlarımızı gerçekleştiriyoruz. Ama birebir ürünleri görmek isteyenler Çanakkale Seramik Müzesi’ne giderek oradan görüp, beğenip, satın alma şansları var” diye konuştu.
“Depas ilk kez bu topraklarda kullanıldı”
Depas isminin Troia döneminden geldiğini ve ilk kez bu topraklarda kullanıldığını kaydeden Çiftci, “Depas Seramik isminin neden seçildiğini söylemek istiyorum. Depas, Homeros’un İlyada Destanı’nda sözünü ettiği; ince, boyunsuz silindirik gövdeli, çift yüksek ilmek kulplu, dar ve derin bardaklardır. Bu bardaklar Troia’daki kazı da Depas isminden alıyorlar. İlk kez bu topraklarda Depas ismi anılmaya başlanıyor. O yüzden biz de Çanakkale’de üretim yaptığımızdan dolayı bu ismin daha doğru olacağına karar verdik ve Depas Seramik olarak yolumuza devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
“Kutlamalarda kullanılan çift kulplu bardak”
Troia döneminde depasların kutlama ve özel davetlerde kullanıldığını belirten Burak Çiftci, “Bu Depas bardaklar çift kulpludur. Kutlamalarda, verilen davet ve yemeklerde özellikle kullanılmış. Bir kişi herhangi bir sıvıyı Depasa doldurup, bir yudum aldıktan sonra yanındakine uzatması amacıyla çift kulplu yapılmış. Kutlamalarda elden ele gezen bir bardak aslında bu Depas dediğimiz seramik. Üretimlerimiz butik olarak devam ediyor. Herhangi bir döküm ya da endüstriyel bir yapılanma yok bu çalışmalarımızla ilgili. Genellikle ürünlerimiz çömlek çarkı seramik tornasından çıkıyor. Şuanda günde 40 müşteriye hizmet edebilecek bir kapasitedeyiz. Tabi ki bu durum talepler doğrultusunda arttırılabilir” dedi.
“Modern üretimlerin yüzde 95’i kendi tasarımımız”
Hem geleneksel hem de modern üretimlere ağırlık veren Depas Seramik, butik üretimleriyle de dikkat çekiyor. Modern üretimlerin neredeyse tamamının tasarımlarının kendilerine ait olduğunu ifade eden Çiftci, “Ürettiğimiz seramikler arasında; en başta dediğim gibi geleneksel seramikler, Çanakkale’nin 18. yüzyıldan bu yana üretilen seramiklerinin yanı sıra Troia seramiklerinin daha modern, güncellenmiş halleri var. Kendi butik tasarımlarımız var. Fincan kahvelerinden tutun da çaydanlık, kevgir, meyve sepeti ve çorba kaseleri gibi birçok ürünümüz var. Geleneksel seramiklere çok fazla talep yok ama bu da üretmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu seramiklerle ilgili üretimlerimiz var. Çünkü bunlarında koleksiyoneri ve gün kullanıcısı ayrı. Ayrıca, modern ve butik tasarımlar dediğimiz ürünlerde haydi dediğimizde bir an da çıkan ürünler değil. Bir ya da iki hafta üzerine çalıştığımız ürünler. Modern üretimlerimizin şuan yüzde 95’i kendi özgün tasarımlarımız. Biz bunun için Troia Müzesi’ne bir gezi düzenledik. 6 saat boyunca tüm seramikleri tek tek fotoğrafladık. Bu tasarımların üzerinde günlerce düşünerek bunu gündelik seramik kullanımına uygun nasıl tasarlayabiliriz diye. Bu formatta çıkan ürünler var” diye konuştu.
“En çok talep kahve fincanlarına”
Birbirinden farklı birçok günlük kullanım seramikleri üreten Depas Seramik’te en çok ilginin kahve fincanlarına olduğunu söyleyen Çiftci, “Şu anda en çok talep Türk kahvesi fincanlarında. Açılışa özel diyebileceğimiz çift ürünlerde yüzde 25 ile yüzde 50 arasında indirimlerimiz mevcut. Örneğin, tek bir fincan 50 lira ise çift fincanı 75 liraya satıyoruz. Dediğim gibi daha çok insana ulaşmak ve daha çok mutfağa girmek gibi bir hedefimiz var. Yaptığımız iş ticaretten önce kendinizi beğendirmeye yöneliktir. Yani bizim yaptığımız ürünlerin beğenilip, bunun karşılığında belediyeye bir girdi olması kesinlikle çok güzel bir şey ama önceliğimiz beğenilmek. Her belediyenin mutlaka yerel bir değeri vardır. Bunlar da yerel yönetimler tarafından değerlendirilip, uygun fiyatlarla halka sunulmalıdır diye düşünüyorum. Hem insanlara katkı hem de yerel yönetimlere girdi olması adına ben bu konuyu çok önemli görüyorum. Ürünler fabrikasyon olmadığı için tek tek standart olma şansı yok. Ne kadar ürün yaparsak yapalım hepsi birbirine özgü seramikler oluyor. Aynı modellerde; kimisin dip çapı daha geniş, kimisinin et kalınlığı daha fazla oluyor, kulpu daha küçük olabiliyor. İster istemez farklılık oluşuyor” şeklinde konuştu.
“Bir ürünün yapımı yaklaşık 10 gün sürüyor”
Seramikten yapılan ürünlerin yapım sürecini merak edenler için anlatan Çiftci, “Üretim aşamasında bize paketlerle gelen çamurlar var, bildiğiniz hamur kıvamında. Bunların iyice yoğrulmasından sonra öncelikli olarak tornada şekillendirilmesi ya da kalıpla şekillendirilme süreci var. Daha sonra toprağın birkaç günlük kuruma süreci var, çünkü havalar şu sıra nemli. Daha sonra da toprağı astarlama süreci var. Sonra yine bir iki günlük kuruma sürecinin ardından ürünler 900 derecede pişiyor ve daha sonra bunların bezemeleri ve dekorları yapılıyor. Bu kez ürünler ikinci pişirme işlemine giriyor bin 20 derecede. İkinci fırından sonra ürün kullanılabilecek hale geliyor. Yani tamamen zinterleşmiş, sır tabakasıyla üstü kaplanmış ve havayla teması kesilmiş bir şekilde kullanıma hazır hale geliyor. Şu mevsimde bir ürünün çıkarılması yaklaşık 10 günü buluyor” açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA