Filmlere konu, bin bir hikayesi ile Dünyanın gözdesi Troas’ ı, yeni kitabında kaleme alan isim, Çanakkaleliler için bu yeni eserini anlattı.
Bir fincan kahve, bir bardak çay içildi, Binlerce yıllık geçmişten günümüze gizimler üzerine koyu sohbet edildi.
Usta kalem ve spor adamı İsmail Şen sordu, Yerel tarih Araştırmacısı ve Yazar Ahmet Kaşıkçı, kitaplaşan gizemi, Troas’ ın romanı dediği eseri anlattı..
-----------------------------------
 Coğrafyasında, asırlardır yaşanmış ilklerini ortaya çıkarıp, “İlkler Kenti Çanakkale” ismini adeta tescilleten emekli öğretmen, Yerel Tarih Araştırmacısı ve Yazar, Ahmet Kaşıkçı, Çanakkaleli bir usta kalem ve spor adamı İsmail Şen’e yeni kitabını özetledi. 
Sözlerine; “TROAS’TA YİNE GİZEM VAR adlı 22. Kitabım; kapağında belirtildiği gibi, ‘’BİR TROAS TANITIM ROMANI’’ dır. Diye başlayan Kaşıkçı, böylelikli TROAS’ ın romanını yazmış oldu.
Usta kalem ve spor adamı Şen’ in sorularını yanıtlar iken, çarpıcı ifadeler kullanan Kaşıkçı;
“Dünyanın en önemli coğrafi bölgelerinden biri olan TROAS YARIMADASI, üzerinde kurulan  ve jeopolikil bir kent haline dönüşen, efsanevi TROAİ ANTİK KENTİ ile arkeolojik ve mitolojinin adeta odak noktası olmuştur.
Troia Antik Kenti kalıntılarının gezisi, ziyaretçilerin kültür yapısına göre, 1 saat ile 2 saat arasında değerlendirilmekte, Troia’nın Troas Bölgesi’nin önemi yeterince kavratılamamaktadır. Bu ziyaretçilerin çevredeki antik kentlerde kaynaştırılarak yapılması; hem kalıcı turizmin gelişmesi, hem de turistlerin ilimizde daha fazla kalarak, gizli güzelliklerimizin farkındalığını yaşamaları, hem de ekonomik yönden esnafımıza daha fazla katkıda bulunmalarını sağlamaktır.” bilgilerini paylaştı.
KALICI TURİZM İÇİN…
Çanakkale’nin ilkler kenti olduğunu dünyaya haykıran önemli çalışmaları ile bilinen Kaşıkçı, yeni kitabının amacını özetler iken ise, çok iddialı cümleler kurdu.
Kaşıkçı; “Bu kitabımın amacı; işte bu kalıcı turizmi geliştirmek için, turizm şirketlerine ve turizm ile ilgilenen herkese, farklı görüşler empoze etmektir. Biliyorsunuz; geçmiş tarihlerde, Mısır Hükümeti, PİRAMİTLERİN tanıtımını ilginç kılabilmek için, yabancı yazarlara, avuç dolusu paralar ödemişti. Ben de bunları örnek alarak, karınca kararınca, 12 yıl bilfiil yaptığım Çanakkale Truzim Tanıtım Derneği Başkanlığı ve Ton Tv deki altı yüz civarındaki canlı yayınlarımda, hep bu bölgeyi tanımağa başladım.
DOĞDUĞUM TOPRAKLARA  VEFA BORCUM
 Cumhuriyetimizin 100. Yıl çalışmalarında da Çanakkale Valiliği adına düzenlenen, Türkçe-İngilizce ve Japonca baskıları yapılan 13 adet kitaba metin yazarlığı yaptım. 2018 yılının TROİA YILI ilan edilmesi ile ‘’Troia’nın Gölgesindeki Kız’’ adlı romanımı kaleme aldım. Bu kitabın ilgi uyandırması sonucu da, tüm Troas Bölgesi’ni tanıtan ‘’TROAS’TA YİNE GİZEM VAR’’ adlı kitabımı yazmağa karar verdim. Bu benim, doğduğum topraklara olan bir vefa borcum.
COVİT-19’E RAĞMEN, ISRARLA…
Kitabımın birinci bölümünde ve birinci gününde, üç ayrı turist grubunun kaynaşması ile üç ayrı rehber eşliğinde, Troas Bölgesi’nin adeta çatısı gibi görünen, Çığrı Dağı üzerindeki NEANDRİA Antik Kenti’nin doğal ve tarihi yapısını tanıtmakla başladım. Sonra, bu kentin eteğine, Büyük İskender’in isteği ile kurulmuş, o dönemin en büyük kentlerinden biri olan Aleksandr Troas Kenti’nin tanıtımı ile devam ettim. Koçali Köyü’ndeki , 12 metre uzunluk ve 1.74 cm çapındaki inanılmaz granit sütunları tanıttım. Ardından, Kehanetler Yurdu; Apollon Smintheus’u ve Tanrı Apollon’un gizemlerini sergiledim. İşte o gün, yazar Sylvia Brown kehaneti, ‘Korona Virüs’ de devreye girdi.
Gezimizin ikinci günü,  Anafartalar Deniz Otobüsü ile antik dönemin gözbebekleri olan iki önemli turizm incisi adalarımız Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada’nın (Tenedos) mitolojik gizemleri ve harika doğa yapıları, ‘’Adaların Ezgisi’’ başlığı altında tanıtıldı. Akşam ise, çoğu Çanakkaleliler’in bile bilmediği Türkiye’nin en önemli gözlemevi olan ‘’Ulupınar Gözlemevi’’ tanıtılarak, gezegenler ve yıldızların seyri izlendi. İsteyenler, at çiftliğinde atlara binerek eğlendi.”ifadelerini kullandı.
Gün gün, saat saat geçen günleri anlatıp, bilgiler veren Kaşıkçı, ayrıca şöyle konuştu;
“Üçüncü gün sabahı; Troialılar’ın atalarının kurduğu, Antik Dardanos Kenti’ne gidildi. Dardania’nın kuruluş tarihçesi yanında, ‘’Troas’taki Kadın Çığlıkları’’ dinlendi. Bu çığlıkları bize ulaştıran rüzgarların, Troia’ya nasıl zenginlik getirdiği tartışılarak, antik kentin günümüze ulaşmış yapıları arasında, Troia Savaşı ve nedenleri ile Troia’nın nasıl yok edildiği tartışıldı. Yeni kurulan ve Dünyanın Gözbebeği haline gelen Troia Müzesi ve çevresinde tanıtım yapılarak ‘’Poliksena’nın Yagısı’’ tartışıldı. Akşam ise, bie otelde, Çanakkale folklörü tanıtıldı. (Halk Dansları ve Yemek Kültürü). Yine aynı otelde, Z Kuşağını oluşturan ‘’ZİGZAG GRUBU’’ ile, gençlerin, Troia-Atlantis bağlantısı tartışıldı.”
GELELİM DÖRDÜNCE GÜNE..
Gizemleri ile Troas’tan söz eder iken, kitabın tüm içeriğini bir fincan kahve, bir bardak çay içilen sohbette, akıcı anlatımı ile aktaran Kaşıkçı, usta kalem, spor adamı İsmail Şen’e şunları anlattı;
“Dördüncü gün, mitolojide ilk güzellik yarışmasının yapıldığı, Bayramiç İlçesi’nin Ayazma Bölgesine hareket edildi. Bayramiç girişindeki ‘’Hadımoğlu Konağı’’, ‘’Mehmet Akif Ersoy’un Doğduğu Ev’’ ve ilk kadın başkan Mania’nın, Skepsis Antik Kenti hakkında bilgiler verdi. Ayazma’da temsili güzellik yarışmasından sonra, İlk Felsefe Okulu’nun Aristo tarafından kurulduğu, Assos Antik Kenti’ne gidilerek, yörenin güzellikleri tanıtıldı.
Beşinci gün, ‘’Son Troia Savaşı’’ olarak adlandırdığımız, Gelibolu Savaşları’nın yapıldığı yerler; Cumhuriyetimizin temellerinin atildığı yerler olarak gezdirildi ve Osmanlı Devleti’nin, İmparatorluk olma yolunda ilk basamaklarının atıldığı; Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyalet Merkezi olarak bilinen, Gelibolu’daki Osmanlı Dönemi kalıntıları gezildi. Ve; Türk Anneler Derneği Grubu, buradan uğurlandı.
Altıncı gün, Adıyaman Grubu ile birlikte, Paris’in Kenti, Parion Antik Kentine gidildi. Kentin merkezi ve çevresi gezildikten sonra, Büyük İskender’in Persler’i yendiği ilk yer olan, Gronikos Savaşı’nın yaşandığı bölge tanıtıldı. Poliksena Lahdi’nin bulunduğu, ‘’Kız Öldün Tepesi’’ gezildikten sonra, Adıyaman Grubu da uğurlanmış oldu.
Konuklar arasında da yaşanan ilginç gizem, burada bitmiyor. Yaklaşık iki bin kilometre uzaklıktaki, Nemrut Dağı’na bir kuş uçuşu yapılan iade-i ziyarette, Nemrut Harabelerinde heykelleri yapılmış olan tanrıların, Troas Bölgesi Tanrılarının aynısı olduğunu görünce hayretler içinde kalıyoruz. Başta, bu heykelleri yaptıran 1. Antiochos’un yanında, Zeus, Apollon, Herakles ve Bereket tanrıçası Artemis’in heykellerini hayretle görüyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile, Batı Anadolu Kültürü’nün nasıl dalgalar halinde kaynaştığını, belgesel olarak izliyebiyoruz. Üstelik, gizemli ‘’Göbeklitepe’’ kazılarının, tarihin sıfır noktası ilan edilmesi, insanlık tarihine ayrı bir gizem katıyor.
ANLAMLI MESAJ…
Atamız’ın 15 yıllık Cumhurbaşkanlığı sırasında, 25 adet müze açılışı yapması, bize bu kültürel mirasımızın, ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yöremizdeki bu kültürel miraslarımıza, hepimizin sahip çıkabilmesi için, roman tadında hazırlamağa çalıştığım bu tanıtım kitabını, Çanakkalelilerle paylaşmak istedim.
Geçmişte yaşanmış olan olaylardan ders çıkaralım. Kültürel mirasımıza hepimiz sahip çıkalım. Yaşadığımız topraklarımızın kıymetini bilelim.”
Şerife Erdem