Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen kanun teklifinin 19 Aralık 2020 tarihinde TBMM Adalet Komisyonundan geçmesi sonrasında  tepkilere neden oldu.  Yapılması planlanan kanun ili ilgili bir açıklama da CHP Çanakkale İl Başkanlığından geldi. İl Başkanlığı adına gerçekleştirilen yazılı açıklamada  bu değişikliğin anayasaya aykırı olduğu belirlendi.
 
Konu ile ilgili Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığından yapılan açıklamada “ Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun teklifinin içinde bulunduğu torba yasa TBMM Genel Kurulu’na gelerek kabul edilmiştir. Çok yönlü krizlerle sarsılan ülkemizin politikaları, egemen sınıflar tarafından bir yönetme aracı olarak kullanılmaktadır. AKP ve MHP, halklarımızın mücadele ile elde ettikleri tarihsel demokratik kazanımlarının ortadan kaldırıldığı, zaten güdük olan  özgürlüklerin giderek budandığı, yukarıdan aşağıya giderek totaliter yönü ağır basan bir dayatmanın geçekleştiği bir faşist rejim inşa sürecini STK’ları tek imza yetkisi ile kapatarak tamamlamayı düşünüyor. 5253 Sayılı Dernekler Kanunu ve 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin de içinde bulunan birbiriyle alakasız kanun tekliflerini bir araya koyarak alelacele görüşmeniz çarpık yasa yapma alışkanlığınızdan olduğunu biliyoruz.
 
İmha başlığı altında asıl olarak Sivil Toplum Kuruluşlarını imha etmek istiyorsunuz. Halkın örgütlülüğünün önüne rahatça engel koyarak hak ihlalleri yaşatamazsınız. Tek adamlığınızla OHAL’de çıkarttığınız KHK’ler ile bu zamana kadar 1748 Vakıf ve dernek kapattınız. Halkın iradesine pranga vurdunuz. OHAL’i bir yönetim haline getirdiniz. Yönettiğiniz ülkenin Anayasası’nı çiğneyerek toplumun örgütlülüğünden korkuyorsunuz. Kayyımlarınız ile tüm kurumların kılcal damarlarına sızmaya ve işlevsiz hale getirmeye çalışıyorsunuz.  Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerine yönelik kısıtlamalar getirilerek dernekleri etkisiz kılmak için denetimleri daha fazla arttıran ve gerekli analizler ya da soruşturmalar sonuçlanmadan yaptırımların uygulanabileceğinin önünü açarak yeni hukuksuzluklara imza atıyorsunuz.
 
Bu Kanun Ülkemizin Lehinedir
 
Bu kanun, ülkemizin lehine değil aleyhinedir. Bu yasa teklifiyle, bir dernek yöneticisinin basit bir soruşturmadan veya iftira sonucu hakkında açılan mahkemeden suçsuzluğu ispatlansa bile derneğinin faaliyetleri tamamen engellenebilecek. Bu durum son derece haksız ve hukuksuz sonuçlar doğurmakla birlikte çok ciddi mağduriyetler oluşturacaktır. Ayrıca birçok yardım faaliyetinin de önüne geçecektir. STK'lar bir konu hakkında bir fikir beyan edeceği zaman tereddüt yaşayacaktır. Dernekler özgürlük alanını temsil eden birimlerdir Örgütlenme özgürlüğüne, demokratik devlet kuralına aykırı olan bu kanunla özellikle dernekler kanununda ve yardım toplama kanununda çok önemli değişiklikler gerçekleştiriyor.
 
Bu Değişiklik Anayasaya Aykırı
 
Bu değişiklikler Anayasaya aykırı olduğu gibi esasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi uyarınca güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğüne açık bir müdahale niteliği taşımaktadır. Tabii kanunun ismi ve içeriği oldukça çelişkilidir. İçerikte kar amacı gütmeyen derneklerle ilgili terörün finansmanının önlenmesi ile ilgili kanun kapsamında işlemler yapılabileceği düzenleniyor. Esasen bu özel kanuna baktığımızda bu kanunda sadece uluslararası sözleşmeler tanımlanmamış aynı zamanda terörle mücadele kanununda yer alan terör suçları uyarınca da soruşturma açılabileceği ve bu soruşturma kapsamında özel kanunun çalıştırılabileceği düzenlenmiş. İşte tam da bizi kaygılandıran nokta burası, çünkü Türkiye’de terörle mücadele kanununda terör tanımının belirsizliği sorunu vardır. Türkiye’de her yıl yüz binlerce insan terör örgütü üyeliği soruşturması geçirmektedir. Şayet bu soruşturma kapsamında dernek yöneticisi ise ve derneğin gelir ve giderleri ile ilgili olarak aynı zamanda bir mali inceleme yapılırsa işte o zaman terörün finansmanının önlenmesi hakkındaki kanun kapsamında soruşturma olduğu kabul edilebilir ve hemen İçişleri Bakanı kararı ile görevden alınabilirsiniz. Görevden almayla birlikte, dernek faaliyetinin geçici olarak durdurulması ve derneğe kayyum atanması süreçleri işletilecektir. Bakın, görünüşte çok basit gibi geliyor ama kanunların içeriğine baktığınızda ne kadar tehlikeli bir düzenlemeyle karşı karşıya olduğumuz anlaşılacaktır.  Bugün yapmamız gereken demokrasi, barış, özgürlük ve eşitlik isteyen güçleri en kapsayıcı biçimde geliştirmenin yollarını aramak, mücadeleyi yükseltmek, devrimci ve demokratik iradeler arasında dayanışmayı büyüterek halklarımıza bu karanlık günlerde umut verebilmektir.
 
İsmail Şen