İfade özgürlükleri adına endişe ile anılan Dezenformasyon Yasası, Çanakkale Belediyesi Ekim Ayı Meclis toplantısında da gündeme geldi. Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Av. Erdal Gezen, yasayı hukukçu gözü ile değerlendirdiği gündem dışı konuşması esnasında pankart açan Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclis Üyeleri de yasaya ‘Hayır’ dedi. Konuşmasında yasanın dezenformasyon değil, sansür yasası olduğunu belirten Erdal Gezen “Bu yasa dezenformasyonu önlemek amacı ile değil, tamamen medyayı, basını ve muhalefeti bastırmak amacı ile çıkan, özellikle seçimlere 9-10 ay kala çıkartılan bir sansür yasasıdır. Bunu kabul etmiyoruz” dedi.
Çanakkale Belediyesi Ekim Ayı Belediye Meclisinde gündem dışı söz alan Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen, Dezenformasyon yasasına değindi. Gezen, hukukçu kimliği ile Dezenformasyon yasasını değerlendirdiği sıraca CHP sıralarındaki Belediye Meclisi üyeleri de üzerinde ‘Dezenformasyon Yasasına #Hayır’ yazılı pankartlarla yasaya tepki gösterdi. Gündem dışı konuşmasında Yasanın içeriği hakkında bilgiler veren Erdal Gezen “Bir dezenformasyon yasası geliyor. Bu sadece yazılı, görsel, internet medyasını değil, halkımızı da çok yakından ilgilendiriyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi olarak ve partimiz olarak bu yasaya karşıyız. Sansür, boğazına kadar olumsuzluğa batmış iktidarların kötüyü bastırmak için sıktığı bir parfümdür. Sonunda parfüm bitecek ama bu pislik kalıcı olarak kalacak. Muhafazakarlaşan ve totaliterleşen her gün kendi güçlerini yaratırken, tarih de kendisine göre yazmaya çalışır. Aksi durumlarda da sansür uygulanır. Hayali iç ve dış düşmanlar üzerinden. Söylem bazında bunu söylüyoruz ama ülkemizde bunu ne kadar gerçekleştiriyoruz tüm halkımızın takdirine bırakıyorum. Çünkü adım adım bu söylemlere doğru gidiyoruz” dedi.
Yasanın Adı Dezenformasyon Ama Dezenformasyonun Tanımı Yok
Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen “Sansür yasası, bir dezenformasyon yasası olarak tanımlanıyor. Yasanın özü dezenformasyonu önlemek. Ama maalesef dezenformasyonun tanımı yok. Bu yasanın içinde 40 tane madde ver. Bu 40 tane madde 23 ayrı yasaya, yasanın içindeki maddelere etki ediyor. Her biri günlerce tartışılması gereken bir maddeyi iki gün içinde şu anda meclise getirdiler ve yakında yürürlüğe girer. Bu yasanın içinde devlet ihale kanunu, icra kanununa, Devlet İstihbarat hizmet kanunu maddeleri de dahil olmak üzere Türk Ceza Kanununun tüm maddeleri vs. 23 ayrı maddeye etki eden yaşamımız için önemli. Tanımı yapılamayan bir dezenformasyonu, yasada tanımlama yapan uygulayıcılar, bunlar yargıçlar, savcılar hatta Bilgi ve Teknoloji Başkanı (BTK) Başkanı olmak üzere bunu nasıl tanımlayacak. Tanımlaması Yapılamayan bu yasaya bağlı olarak savcıların, hatta kolluk güçlerinin bunu değerlendirerek yasal yaptırımlar boyutuna girecekler. Bu nasıl olur veya nasıl yapılacak? Diya bakacak olursak , bağımsız olmayan bir yargı sisteminde, siyasi iktidarın baskısı altında olan hakim ve savcıların, bu yasaya bağlı olarak nasıl bir takdir ve değerlendirme içerisinde olacakları bilinmiyor” dedi.
Vay Bizim Halimize
Yasanın yapılan paylaşımları da kapsaması halinde yaşanacak zorluklara da değinen Erdal Gezen “Bu yasa yapılırken paylaşımdan bahsediliyor. Ve şöyle deniliyor ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya yönelik bir şekilde alenen yaymak’ deniliyor. Kim nasıl yayıyor? Açıklama yok. Yani burada hepimizin attığı Twit’ler var, beğeniler var, paylaşımlar var. Eğer onlar da alenen yayma suçuna giriyorsa vay bizim halimize. Çünkü bir yıldan Üç yıla kadar hapis cezası bizleri bekliyor. Geçen Mecliste söyledim günlük yaşantımızdaki hukuki güvenceyi yitirdiğimizi burada ifade ettim. Biliyorsunuz bir sanatçının bir söylemi ile ilgili sayın savcının tutuklama işlemi göndermesi ve buna bağlı olarak da hakimin kamu ve siyasi baskıya bağlı olarak tutuklaması. Bir hüküm yok, bir yargılama yok, 4 ay sonraki sadece bir söylem tutuklandı. Evet suç olabilir ona bağımsız yargı karar verecek . Ama yargılama olmadan nasıl hüküm veriliyorsa böyle bir olayda düşünün şu anda cep telefonumuzla hepimizin paylaşımları var ve hepimiz beğeniyoruz, hatta bazılarını okumadan beğeniyoruz. Bu sadece bizim partimizle alakalı değil, içeriğini okumadan beğenen yurttaşlarımız var. Çünkü kişilere özel de paylaşımlar var.” Dedi.
Dezenformasyon Değil Sansür Yasasıdır
Belediye Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen, yasanın dezenformasyon değil, sansür yasası olduğunu belirttiği konuşmasının devamında “Böyle bir durumda biz diyoruz ki bu yasa dezenformasyonu önlemek amacı ile değil, tamamen medyayı, basını ve muhalefeti bastırmak amacı ile çıkan, özellikle seçimlere 9-10 ay kala çıkartılan bir sansür yasasıdır. Bunu kabul etmiyoruz. Ama sadece bu durum böyle değil, esas tehlikeli olan şudur; paylaşımcı şirketler var. Twitwr, Instagram, Facebook vs. bunlar var. Bu yasa onlara da sınırlama getiriyor. Temsilcilik açma gibi bazı yükümlülükler getiriyor. Fakat şöyle bir durum var, ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgi’ yargı boyutu olmaksızın özellikle bazı yasa maddelerinde özellikle Devlet İstihbarat kanununun ve benzeri türevde olan yasalarıyla hakim savcılar değil, BTK Başkanı kendi iradesi ile bu paylaşım sitelerine diyor ki ‘Bunu kim paylaştıysa bana vereceksin. Anonim hesap bile olursa vereceksin. Vermesen eğer senin yayınlanma alanını %90’a kadar kısıtlayabilirim’ diyor. Ya o şirket bizim paylaşımlarımızı bir mahkeme kararı olmaksızın, sadece bir memurun belki de kendi alanı olmayan , takdir ve değerlendirmesinin son derece yetersiz olduğu bir şekilde, herkesin paylaşımını, hatta beğenenleri de dahil olmak üzere oraya vermek zorunda. Bazı konularda evet gerekli ama Türk Cea Kanunları İletişim konularında zaten bunlara gerekli cezalar veriliyor. Cumhurbaşkanına yapılan hakaret davaları var, yargı bunu inceleyip gerekli cezaları veriyor” dedi.
Dağıtıcı Şirketlere İki Seçenek Sunulacak
Yeni yasa ile Sosyal medya platformları başta olmak üzere diğer paylaşım alanlarının tercihe zorlanacağını dile getiren Erdal Gezen “Böyle bir yasaya neden ihtiyaç var? Örneğin seçime girdiğimiz bu 9 aylık süreçte mesela ‘enflasyon %89 değil’ dediğimde ‘Bu yalan’ deyip şikayet edildiği zaman bunu sosyal medyada paylaşan hepimizin hakkında işlem yapılması söz konusu. Bu yasanın uygulanması halinde, dağıtımcı şirketler ya %90 hacim göze alarak paylaşımları ilgililere vermeyecek ki genel cirosunun %3’ü kadar da bir cezai işlemden bahsediliyor. Onu göremedim ama o benim duyumumdur. Bunu göze alarak vermeyecek ve paylaşımları daraltacak. İşte o öyle olunca da 4 ay sonra başlayacak seçim hazırlıklarında, o sosyal medya paylaşımlarından hiç birimiz yararlanamayacağız. Ya da tam tersi dağıtımcı şirketler ‘ben bu riski alamayacağım’ diyerek tüm paylaşımlarımızı ilgili kurumlara vererek buna bağlı olarak da Türk Ceza Kanunu ve ilgili yasa gereğince işlem yapılmasına izin verecek” dedi.
Gereği Olmayan Bir Yasa
Seçime doğru gidilen bu süreçte yasanın gerekli olmadığını belirten Erdal Gezen “Bu yasa şu anda gereği olmayan, halkımızın açlıkla, sefaletler, işsizlikle , hukuksuzlukla, adaletsizlikle mücadele ettiği bu günlerde hiç gereği olmayan son derece yersiz bir yasal düzenlemedir . Bir hukukçu olarak da söylüyorum, hukuka da aykırıdır. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yasanın iptali için de Anayasa Mahkemesine gideceğiz” dedi.
Açıklamaları Abartılı Buluyorum
Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen’in konuşmalarının ardından söz alan AK Parti Belediye Meclisi Sıtkı Aktuğ ise yaptığı açıklamasında Erdal Gezen’in bazı konuları abarttığını ve bu açıklamalarını da abartılı bulduğunu belirterek “Erdal Gezen çok sevdiğimiz bir arkadaş ama bazı konularda abartıyor her şeyi. Sosyal Medyada bilgi kirliği sorunu var. Bunu kabul etmeyen yok. Yani kişilerin haysiyeti ile şerefi ile oynayan paylaşımlar yapılıyor. Bunun yanında toplumu endişeye, paniğe sevk edilecek paylaşımlar yapılıyor. Bu konularda bir düzenlenmenin yapılması için Kamuoyunda zaten bir fikir birliği vardı. Ama Erdal arkadaşımız diyor ki bu ölçüsüz oluyor. Yani ölçüsüz derken hak ve hürriyetleri sınırlayacaklar, seçimler geliyor dolayısı ile seçimleri etkileyecekler vs. Her şeyden önce Türkiye bir hukuk devleti. Bir Anayasa Mahkemesi var. Yani Anayasa Mahkemesi kararları lehimize olunca iyi de, aleyhimize olunca mı kötü oluyor. Bu teknik bir konu meclis ve komisyonlarda tartışılacaktı elbette ama burada dereyi görmeden paçayı sıvamak gibi oldu. Bir görelim yasayı bakalım eğer bir aykırılık varsa Anayasa Mahkemesine gidebilirsiniz. O nedenle ben arkadaşımın açıklamalarını abartılı buluyorum” dedi.
Cuma Deren – Şerife Erdem